Arkamdaydı hayali ben. "Anlattım, anlattım ama inanmıyor"

"İnanıyor" dedi Aron ve kalbimin hızla atmasına neden oldu. Bütün bunların hayal olduğuna inandırmıştım kalbimi ama onun tek bir kelimesi gözlerimin dolmasına neden oldu. "İnanmıyorum"

"İnanıyorsun Vera" Kendinden emindi sesi bana tezat. İnanmıyorum desem bile titriyordu sesim, bir yaş aktı gözlerimden ve yanaklarımdan kayarak toprağa düştü. Ayaklarımın ucunda ki topraktan bir an da çıkan çiçekle büyüdü gözlerim ve geriye adımladım korkuyla.

"N-ne oluyor?". "Bana bak Vera" Bakamadım Arona, cesaret edemedim ve onları orada bırakarak yürümeye devam ettim. Aklıma işlenmiş olmalıydı anemon çiçeği. Hayali Aronun bana verdiği çiçek gerçek değildi, buna emindim. Evime gittiğim zaman olmayacağını biliyordum.

Ama sanki rüyam bana inat yaparmış gibi bir an da yürüdüğüm yolumun üzerinde odamın varlığını gösterdi. Adımlarım dururken bir baloncuğun içindeymiş gibi olan odama, yatağıma baktım. Oradaydı işte, duruyordu masamın üzerinde. "Hayır, rüya bu" balkondan uzaklaşarak tersi yöne yürüdüm ardımdan onların da geldiğini bilmeden. "Majesteleri"

"KES SESİNİ!" Bağırtımın ardından büyük bir ses yankı yaptı. Anlamayarak arkamı döndüğüm zaman onlar ve benim aramda uçurum oluştuğunu görmüştüm.

Yönetiyordum rüyamı. "Gücünü bize karşı kullanma Vera!". O an baktım ona, Arona. Çatık kaşlarla bana bakan adamın gözlerinde saf merhamet ve sevgi vardı. Benim için korkuyordu.

Hayır Vera, bunlar bir rüya. Duyduğum sesle etrafıma baktım. Yalnızca dördümüz vardık bu rüyada ama bir ses beynimde yankı yapıyordu. Sidelya değildi, biliyordum. Çünkü bir erkekti.

Sen de kimsin?

Senin dostunum Vera. İnanma onlara yalan söylüyorlar..

Sana neden inanayım? Sen de bir rüyasın.

Evet evet, ben de rüyayım.

Ne dediği hakkında en ufak bir fikrim yokken onlara arkamı döndüm yürümek için ama bir şey buna engel oldu. Titremeye başladı bedenim, bağırdım o sese.

"RAHAT BIRAK BENİ!"

Sesim ormanda yankılanırken onun sesini işittim.

"Seni bırakmam Vera!" Gelen sese döndüğüm zaman tozların arasında kalıplı bir adamın bana doğru uzaktan geldiğini gördüm. Solumdaydı bu adam, diğerlerine döndüm ama onlar yalnızca bana bakıyordu anlamayarak tek bir kişi hariç, Aron. Sanki anlamış gibi kaşlarını derince çatmış ve tetikte bekler gibi duruyordu.

"Onlar beni göremez Vera. Yalnızca sen görebilirsin". "Sen kimsin?". "Adaol, seni seven adam" durdum öylece, baktım ona baktım ve kahkahayı bastım. "Beni seviyorsun öyle mi?" Yine büyük bir kahkahayı ortaya salmışken Aronun sesini duydum "Adaol!"

Kahkaham garip bir tebessüme dönüşmüşken karşımda duran adamın bakışları ona seslenen Arona döndü "Sevgili Aron"

Ikili bu adamı yeni görüyor gibi kaskatı kesildi. Kılıçlı adam sinirle kılıcını kınından çıkarmış ve Sidelya bir koşu yanıma gelmeye çalışmıştı ama aramızda olan uçurum ona engeldi. Silindi tebessümüm, bu korku dolu hali kalbimi sıkmaya başlamıştı.

Yanıma gelmesini isterken bir an da uçurumun üzerinde adeta yol oluştu. Şaşkınlıkla bana bakıp yoldan bir koşu yanıma gelip bana sarılırken silindi yol tekrardan. "Vera, korkuyorum."

"Ben korkmuyorum Sidelya, sen de korkma-" Bana heyecanla bakan gözlerine kısa bir bakış atıp birbirlerine delici bakışlar atan adamlara baktım ve fısıldadım "Çünkü bunlar bir rüya" Dememle Adaol olduğunu öğrendiğim hayali adam bir hızla geriye uçtu. Korkuyla etrafına bakıp gözlerini bana kenetlerken arkamı döndüm ve yürümeye devam ettim.

Neden bitmiyordu bu rüya? "Vera" önümde beliren adamla titrek bir nefesi topladım ciğerlerime. Sidelya'yı orada öylece bırak yürümek istemiştim sadece ama o engel oldu buna. "Yapma" dedim sanki nedenini o anlarmış gibi. Anladı, anladım gözlerinden.

"Yapma"dedi. Derin bir nefes çekmek istedim içime ama onun kokusunu ciğerlerime toplamaya cesaret edemedim "Y-yapma Aron". Soğuk eli yanağımı buldu "Yapma Vera". Adaol olduğunu öğrendiğim adamın sesi ilişti kulağıma. "Sizi aşıklar ha! Benden aldın onu Aron". Bana bakan adam dönüp de ona bakmadı bile, sanki duymuyor gibiydi. "Sarhoş ediyorsun beni"

Yutkundum "Neden?". "Benden ne kadar uzaklaşmak istesen de beni kendinle birlikte götürüyorsun"

"Bu imkansız". "Beni istediğin zaman çağır demedim mi? Çağırdın işte bak, sen istemesen bile bu istiyor" dedi diğer elini kalbimin üzerine koyarken. "Neden bunu yapıyorsun bana Aron? Bir rüyasın işte, git. Beni bırak ve git!" Sinirle konuşsam dahi o tebessüm etti "Bana inanmıyorsun ama ismimle sesleniyorsun Vera". Sinirle çattım kaşlarımı "Sen sadece hayali bir varlıksın Aron. Karşımda yoksun. Hayalimsin sadece"

"Hayalin bile olsam seninim" dedi ve susturdu beni. O nefretle haykıran mantığım kesti çenesini, hüzünle ağlayan kalbim sildi göz yaşlarını adeta. Ne yapmıştı Aron bana? Yüreğimde kanayan yarayı mı sarmıştı?

"Gerçek değil mi bunlar?" Bir yaş aktı yanağımdan "Bu olan her şey gerçek". Sanki tüm göz yaşlarım o tek başına giden damlayı beklermiş gibi aktı. Ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra. Rüzgar artmıştı daha çok ama sanki ormanı onarmak ister gibiydi. Görmüştüm ağaçların yeniden yapraklarla dolduğunu, şelalenin özgürce aktığını, yerlerin çiçekler ve böcekler ile dolduğunu.

İyiydi orman ama ben değildim. Anlıyordu Aron, ensemden tutarak göğsüne yasladı başımı ve eli belimi buldu. Ensemde ki eli saçlarımı okşayarak indi sırtıma. "Buradayım Vera. Yanındayım"

"Özür dilerim" ve sustum. Bedeni kasılmadı bile, sadece daha çok sarıldı bana bırakmak istemez gibi. Kollarım öylece aramızda duruyordu ama sorun etmedi, sorun etmedim ve daha çok sığındım limanıma.

Bölüm sonu

Ben size anemon çiçeğini göstermedim değil mi? Hemen bırakayım şuraya.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kırmızı Where stories live. Discover now