1.6

1.4K 81 4
                                    

Rüya'nın amcası Eren miydi?

***

Eren, Rüya'yı kucağına aldıktan sonra bana baktı. Gözlerinin içinin titremesine, hatta yutkunmasına şahit oldum.

Düşüncelerimi bölen, Eren'in "Aden?" diye kısık sesle bile olsa konuşmasıydı. Şaşkınlıkla "Eren, cidden mi?" demiştim.

Eren ile arkadaş değildik ama bir samimiyetimiz vardı. Aslında Eren'den çok abisiyle bir samimiyetimiz vardı ama Eren'i de severdim.

"Evet, keşke öyle olmasaydı ama evet." dedi ve Rüya'yı kucağından indirip bana doğru ilerledi. Tam karşımda durmasıyla kafamı  hafifçe kaldırıp yüzüne baktım.

"Halit ağabey mi içerideki gerçekten?" dedim.  Halit ağabey, Deniz ve benim sürekli gittiğimiz cafenin sahibiydi ve bizi gerçekten çok severdi. Eren ile de orada garsonluk yaptığı için tanışmıştık zaten.

"Hala yoğun bakımda, kafamı dinlemek için geldim ben morg taraflarına. " Demesiyle gözlerinden yaşlar boşalması bir oldu.

"Aden, ben," dedi ve hıçkırdı. "Onu kaybedersem ne yaparım bilmiyorum, elimden bir şey de gelmiyor ki!" diye göz yaşlarının arasından sitem etti.

"Ben anlamadım, şimdi bunlar tanışıyor muymuş?" diye sordu Kutay uzun bir süre sonra konuşarak.

Kafamı hafifçe yana çevirerek baktım ona. Bir elini beline, diğer elini çenesine koyan Alin, "Anladığıma göre evet. Halit kim bilmiyorum ama bu genç adamın ağabeyi sanırım. Benim de kafam karıştı ağabey, ne bileyim!" diye cevapladı onu.

Eren'in göz yaşlarını silmesi için cebimde hep taşıdığım temiz peçetelerden birini uzattım. Başını kaldırmadan peçeteyi aldı ve gözlerini sildi.

O gözlerini silerken ben de Kutay'a döndüm ve, "Eren, uzun süre önce tanıştığım biri. Ağabeyi olan Halit ağabey bir cafe işletiyor, orada tanıştık kendisiyle de ağabeyiyle de." diye açıkladım.

Kutay onaylayan mırıltılar çıkartırken Alin'in telefonu bir kez daha çaldı. "Üzgünüm, Ateş ağabeyim arıyor" dedi ve mahçub bir ifadeyle bizden uzaklaşıp açtı telefonunu.

Kutay ise o sırada Rüya'ya doğru eğilerek "Eğlenmeye var mısınız prenses hanım?" diye sordu. Rüya'nın hızlıca Kutay'ı onaylamasıyla Kutay'ın Rüya'yı omuzuna alması bir oldu. Onlar Gülmeye başlarken ben Alin'in konuşmalarına kulak kabartmaya çalışıyordum.

"Ağabey, hastanedeyiz işte. Nereye gidebiliriz!"

...

"Sonuçlar çıkmak üzere mi? Hani yarın çıkacaktı?"

...

"Ağabey, tabii ki korkmuyorum ama hemen çıkacak olmasını garipsedim sadece."

...

"Saçmaladın ağabey."

...

"Geliyoruz tamam"

...

"Tamam dedim ya ağabey!"

...

"Off tamam ağabey, geliyoruz."

...

"Tamam ağabey, HEMEN geliyoruz." dedi ve telefonu kapatarak bize doğru ilerledi.

"Sonuçlar 10 dakikaya çıkacakmış, odaya çıkmalıyız sanırım." dediğinde hepimiz birbirimize dönmüştük.

"İki güne çıkar demişlerdi aslında, hazır hissediyor musunuz kendinizi?" Kutay'ın konuşmasıyla yutkundum.

Gerçekten hazır mıydım buna?

Yıllar önce beni yetimhaneye veren ailemle yüzleşmeye hazır mıydım?

"Bilmiyorum, sanırım hazır değilim" Alin gerçekten kararsız görünüyordu. "Ben de hazır değilim sanırım, ama bunu yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum ve zorunluluklardan nefret ederim" diyerek gergince gülümsememe kimse karşılık vermemişti.

Eren tam karşımda olayı anlamaya çalışıyordu sanırım, onunla sonra uzun uzun konuşmayı aklımın bir köşesine not ettikten sonra ona döndüm.

"Eren, seninle gerçekten uzun uzun konuşacağız ama sonra. Halit ağabeyin durumu hakkında bana haber vermeni gerçekten çok isterim, şimdiden geçmiş olsun. Sanırım artık gitmemiz lazım."

Kutay beni onaylarcasına bir hareket yaptıktan sonra kucağındaki Rüya'yı yere indirdi ve asansöre doğru ilerlemeye başladık.

Kısa bir süre sonra odanın içerisindeydik. Deniz ne kadar gergin olduğumu fark etmiş olmalıydı ki sürekli belimdeki eliyle ufak ufak belimi okşuyordu.

Yine çok geçmeden içeriye doktor elinde belgelerle geldiğinde ayağa kalktık. Bunu neden yaptığımızı bilmiyorum, saygıdandı sanırım.

Doktor bizi hiç bekletmeden belgeleri okumaya başlayınca ellerim de eş zamanlı olarak terlemeye başlamıştı.

"Asya Aden Tat'tan alınan kan örnekleri yüzde doksan sekiz nokta dokuz Toprak Soylu'dan alınan kan örnekleri ile uyuşmaktadır."











Bittiiiiiiiiiiiiiii

Bebeklerim sizleri fazlaca beklettiğimin farkındayım ama gerçekten ağır ağır toparlanıyorum.

Çerezlik bir bölüm oldu zaten ama olsun

Belki bilmek istersiniz diye söyleyeyim, maddi zararlar haricinde manevi bir zararımız yok. Yakınlarımdan kimseyi kaybetmedim. Şuan İstanbul'dayız ama sanırım Tekirdağ'a taşınacağız.

Bu arada yeni kurgunun yolu görünüyor

Ama bilginize, yeni kurgu yüksek ihtimalle texting tarzı olacak çünkü şu sıralar mahalle kurgularına felaket takmış durumdayım.

Öptüm çokça bebeklerim, dikkat edin kendinizee <3

KEŞKE/ Gerçek AilemWhere stories live. Discover now