1.2

2K 113 11
                                    

"Dökül bakalım Arda efendi, ne demek 'ölmedim' ?" dedi Çağan ağabeyim.

*

"Şimdi ağabey, her şey bizim Aden'i evden kaçırdığımız gün oldu aslında." Dedi ve derin bir nefes aldı. "O gün beni araba çarptığında tek amacım Aden'i kurtarmaktı, ben de arabanın önüne atlamayı planlamıyordum sonuçta. Her neyse, ben uyandığımda başımda bir adam vardı. Dediğine göre doktormuş." biraz durduktan sonra devam etti, 'Ağrın var mı?' diye sordu bana, bel altımı hissedemediğimi söyledim. Sözde ağrı kesici olan bir şırıngayı seruma boşalttı bir şekilde. Uyandığımda-" Lafını kesen Çağan ağabeyimin sert sesiydi.

"Biz sana o kadar zaman ne yaptın diye sormadık Arda, neden yaptın diye sorduk!" Arda kafasını eğdi ve çok kısık bir ses tonuyla " 'Dökül' dedin, neden yaptın demedin ki!" diye mırıldandı. Kendimi kötü hissetmem normal miydi?

Daha sonra kafasını kaldırdı ve sabır dilenircesine tavana baktı. Tam devam etmesini söylemek için ağzımı açmıştım ki o devam etti.

"Uyandığımda bir odadaydım. Yatağa bağlanmıştım ve muhtemelen evde de kimse yoktu. Bir süre sonra odaya bir adam girdi ve Deniz'in babası olduğunu, " dönüp bana baktı. "Birilerinin Deniz'e ve sana zarar vermek istediklerini, onların da buna engel olmak istediğinden bahsetti."  Gözlerinin içine dikkatle bakıyordum. "Deniz'in babasının çoktan öldüğünü söyledim ve benden ne istediklerini sordum." Cümlesine devam edemeden konuşan bu sefer Çağın ağabeyimdi.

"Arda, bölüyorum kardeşim kusura bakma ama ailesi ölen sendin. Deniz' terk etmişlerdi." Arda kafasını çevirip Çağın ağabeyime baktı ve burukça gülümsedi. "Tekin ağabey de bunu söyledi zaten ağabey.  Ama farklı bir detay varmış atladığımız. Deniz terk edilmemiş kaçırılmış. Ayrıca Tekin ağabeyin tek çocuğu Deniz değilmiş. Tanıştım ben hepsiyle teker teker, hepsi de iyi kalpli insanlar. Bunca yıl da bir kötülüklerini görmedim ben açıkçası. Lakin Deniz'in bu işe ne tepki vereceğini kestiremiyordu Tekin ağabey." sözü bittiğinde gözleri etrafta gezindi ve masanın üzerindeki sürahiye doğru ilerledi. Su içtikten sonra yerine tekrar oturdu ve konuşmaya devam etti.

"Uzunca bir süredir biliyormuş durumu Tekin ağabey. DNA testi yapılmış, kanıtlanmış her şey. Kısa bir süre sonra fark etmişler ki Deniz'i bilen tek kişi onlar değil, önlem almaya başlamışlar." Arda lafını bitirir bitirmez lafa atlayan Çağın ağabeyimdi.

"Nasıl bir önlem bu ?" Arda, bakışlarını halıdan çekmeden cevap verdi. "Uzaktan izliyorlarmış Deniz'i. Bir süre sonra Aden de sürekli Deniz'in yanında olduğu için dikkatlerini çekmiş. Bakmışlar Deniz'e zarar veremiyorlar Aden'e zarar vermek için uğraşmaya başlamışlar." Bana bakarak tebessüm etti ve devam etti.

"Yani ölmüşüm gibi göstermek benim fikirim değildi. Hatta her şey Deniz ve Aden içindi diyebilirim. Deniz eğer Hatay'a dönmemiş olsaydı bizim için risk teşkil edecek bir durum yoktu. Eğer Deniz'e ya da Aden'e zarar vermeye kalkışırlarsa bir şekilde engellenirdi ama Deniz maalesef ki Hatay'a gitti ve bizim tüm koruma sistemimiz tuzla buz oldu."

"Siz kimsiniz anasını satayım?" dedi Çağan ağabeyim bir anda yükselerek.

"Sakin Çağan" dedi Çağın ağabeyim garip bir sakinlikle.

"Ne sakini Çağın, çocuk diyor ki 'Aden'i izliyorduk zaten uzaktan' sakinleş ne demek Çağın?! Çıldırtmak için mi uğraşıyorsunuz siz beni?!" Oturduğu koltuktan kalktı ve odanın içerisinde volta atmaya başladı. "Oğlum elin adamları kardeşimizi izliyor anasını satayım. KARDEŞİMİZİ LAN!" bir anda bağırmasıyla hafifçe irkildim. Gözlerimi odadaki herkesin üzerinde hızlıca gezdirdiğimde irkildiğimi fark etmediklerini fark etim.

Fark etmediklerini fark ettim?

Aden, edebiyatçın kan aglio kardesim.

Duruşumu düzelterek Çağan ağabeyime döndüm tekrar.

"Ha şimdi değere bindi yani kardeşin?!" Çağın ağabeyim her ne kadar sakin gibi dursa da sesi içindeki öfkeyi ayna misali yansıtıyordu. "O ne demek Çağın, Aden benim kardeşim! Elin adamları gelip de izleyemez benim kardeşimi!" Çağan ağabeyim hem odanın içerisinde volta atıyor hem de bağırıyordu.

Çağın ağabeyim, yüzündeki samimiyetten uzak  -hatta bir tık korkutucu-  olan gülümsemesiyle konuştuğunda onda olan bakışlarımı yerdeki halıya çevirdim. "Maksimum 1 saat önce bağırarak azarladığın kız, hatta bu konuyu uzun uzun konuşmamıza rağmen hala deli muamelesi yaptığın kız mı senin kardeşin? Siktir git Çağan!" oturduğu koltukta hafif öne eğilmiş, dizleriniz üzerine dirseklerini yerleştirmiş öylece başını sıvazlıyordu.

"Kim bu kızın ağabeyi Çağın, sen misin?!" diye kükredi Çağan ağabeyim. Bakışlarım ikisini arasında   gezinirken ifadesizdim.

"Benim tabi! her fırsatta Aden'i koruyan da bendim, sen kızın psikolojisinin anasını ağlattığında omzumda ağlamasına izin veren de benim! Hatırlar mısın bilmem ama Aden, Deniz'den hoşlandığını ilk bana söylemişti! Senin aksine ben hep kardeşimin yanındaydım. Kusura bakıyorsan bak ama öyle 'kardeşim, kardeşim' diye ağlayarak ağabey olamasın Çağan,anca ne olursun biliyor musun? götümün ağabeyi! "

Bu kavga çok uzayacak diye düşündüğüm sırada kapıdan gelen sesle refleks olarak kapıya döndüm. Tabii ki elinde çiçeklerle dikilen bir Deniz görmeyi beklemiyordum.

"Arda?" diye sordu içine kaçmış sesiyle.

Son duyduğum Çağın ağabeyimin 'Bir bu eksikti cidden' diye mırıldanmasıydı.





*

Bölüm sonu.

Öncelikle ben profesyonel bir yazar değilim. Kendi halinde eğlenmeye çalışan, kimseye anlatamadıklarını kitaplarında anlatmaya çalışan biriyim.

Kısacası benim de yanlışlarım olabilir, kurguyu beğenmeyebilirsiniz fakat  lütfen yargılamak yerine söyleyin beraber düzeltelim.

oy vermeyi  ve yorum yapmayı unutmayalım! Destekleriniz benim için önemli :)

sizleri seviyorum,

öpüyorum çokçaa <33

KEŞKE/ Gerçek AilemWhere stories live. Discover now