0.2

5.7K 243 12
                                    

Asya Aden*

Doğru muydu bunlar? Yoksa biri eşek şakası mı yapıyordu?

Ne tepki verebilirdim bilmiyordum. Ağlamam mı gerekiyordu? Ya da gülmem? Sinirlenip etrafı mı dağıtacaktım? Yoksa sakin durup hiç tepki vermeyecek miydim? Bilmiyordum.

Sonuçta gerçek olmama ihtimali de vardı, biri şaka yapmaya çalışıyor olabilirdi.

Evlatlık olduğumu biliyor ve bundan gurur duyuyordum. Sorun gerçek ailemdi. Eğer hâlâ yaşıyorlarsa gerçek ailemi bulma ihtimalim çok yüksekti ama ne yapacaktım, bir anda karşılarına çıkıp 'Selam,ben sizin karıştırılmış çocuğunuzum' mu diyecektim? Eğer böyle bir şey yaparsam benim deli olduğumu düşünürlerdi ve bir akıl hastahanesine yönlendirirlerdi beni muhtemelen.

Oturduğum yataktan kalktım yavaşça. Derin bir nefes verip odamdan çıktım.

Salona doğru adımlamaya başladığımda hala babam ile tartışan Çağan ağabeyimin seslerini duyabiliyordum.

"O kızı yıllar önce kurbanlık koyun seçer gibi seçen sendin baba! Bu kızın hayatını kurtarmış mı oldun ona sevgi gösterince? Annesi babası kim bilmiyorduk, nedir, necidir bilmiyorduk ve daha öğrenemeden onu evimize aldık. Yetmezmiş gibi sayemizde eğitimler aldı, kendini savunmayı öğrendi ve bunun gibi bir çok şeyi az önce de dediğim gibi SAYEMİZDE öğrendi baba! Bu kız senin öz kızın değil sen de farkındasın! Bunu sürekli olarak unutmaktan vazgeç!" Aslında Çağan ağabeyim beni severdi. Ama şımarmamam için sevgisini göstermiyordu, biliyordum. Muhtemelen bir şeye sinirlenmişti ve şuan sinirini çıkartıyordu. Sorun değildi, alışmıştım.

Alıştıranlara yazıklar olsundu.

"Çağan benimle düzgün konuş! Ben senin askerlik arkadaşın değil babanım! Ayrıca ister kabullen ister kabullenme ama Asya benim kızım!" Babam yıllarca sanki gerçekten babammış gibi davranmıştı ve babam kadar  ben de bu durumdan memnundum.

Salona girdiğimde kimse beni fark etmemişti. Dikkat çekmek için boğazımı temizlemiştim ama nafileydi.

"Baba ben sana yıllarca bu kızın hayatını çaldığımızı anlatmaya çalıştım! Asya'yı sevmiyor değilim, seviyorum ama bir yere kadar. Asya benim için Çağın'la bir değil mesela. Çağın gidip de Asya'yı benimle bir tutuyorsa onun hatasıdır ama ben tutmuyorum!" Çağan ağabeyim dobra biriydi ve yeri geldiğinde cidden ağır konuşurdu. Şuanda da olduğu gibi.

"Çünkü bu kızın gerçek babası ne sensin ne de annem gerçekten annesi. Çağın da gerçekten ağabeyi değil mesela aynı benim gibi. Niye normalleştiriyoruz bu durumu anlayamıyorum ben!" Sonunda Çağan ağabeyimin bakışları bana döndüğünde sonunda sustu.

Babam tam konuşmaya başlayacaktı ki Çağan ağabeyimin baktığı yere bakarak beni fark etti ve o da sustu.

"Bir şey mi oldu babacığım?" diye sordu babam sakin tutmaya gayret ettiği ses tonuyla. Hiç konuşmadan elimdeki mektubu uzattım ona.

Hafifçe kaşlarını çatarak baktı önce elimdeki kağıda, daha sonra da kağıdı elimden alarak okumaya çalıştı.  muhtemelen yazılar küçük olduğu için okuyamadı ve kağıdı Çağın ağabeyime uzattı.

Çağın ağabeyim kağıdı almadan önce sorgularcasına yüzüme baktı ve benden tepki gelmeyince aldı kağıdı ve sesli okumaya başladı;

"İyi günler küçük hanım. kusura bakmayın bu gün biraz keyfinizi kaçıracağım ve o 'iyi gün' artık olmayacak. Hemen konuya gireceğim. Öncelikle evlatlıksın, bunu zaten biliyorsundur. Sana burada bahsedeceğim şey birazcık bununla alakalı aslında. Doğumda karıştığını, gerçek ailenin bundan haberi bile olmadığı, hatta kendi çocukları sandıkları kızı benzememelerine rağmen her şeyden koruduklarını söylesem ne yaparsın? Muhtemelen kahkaha atar, manyak olduğumu düşünürsün değil mi? peki ya bunlar doğruysa, O zaman ne yaparsın küçük Soylu ?

A.L"

Neredeyse on beş dakikadır herkes tekrar tekrar kağıdı okumuştu ve hepimiz ne yapacağımızı düşünüyorduk. "Bir şey diyeceğim," diyen Çağın ağabeyim ile hepimiz o tarafa döndük.

"Mektubun sonunda 'küçük Soylu' yazıyor. Yani eğer mektup gerçekse ya Asya'nın gerçek soyadı Soylu, ya da ailesi soylu ailelerden." dedi Çağın ağabeyim.

" Ağabey," dedim Çağın ağabeyime doğru. "Mektupta yazanların gerçek olduğuna nereden eminiz?" diye sordum. "Emin değiliz zaten güzelim, emin olmaya çalışıyoruz." dedi Babam beni rahatlatmak istercesine.

Bunun üzerine Çağan ağabeyim hızlıca telefonuma uzandı. muhtemelen ikisi de telefonlarını odalarında bırakmışlardı. Ben ise onların aksine asla yanımdan ayırmazdım telefonumu. Hızlıca şifremi açarak Google'a girdi ve arama motoruna bir şeyler yazdı. Annem bu sırada ağlıyordu, Haklı mıydı pek emin değilim ama içimin cız ettiğini hissettim. Yıllarca büyüttüğü -evlatlık bile olsa- kızı, gerçek ailesini buluyordu. Bir düşündüm de, gerçekten üzücüydü.

Çağan ağabeyim yaklaşık beş dakika sonra bir şeyler bulmuş olmalı ki, bir anda ayağa kalktı. Hepimiz ona döndük.

"Ben bir şeyler buldum, Soylu ailesiyle alakalı." dedi heyecanla. "Çağan, dua et canımdan kanımdansın. Yoksa sana çok pis sövmüştüm oğlum. ANLATSANA OĞLUM GERİ ZEKALI MISIN?" dedi babam  sanki her gün kavga etmiyorlarmış gibi ağabeyimi azarlayarak. "Tamam baba ya" dedi Çağan ağabeyim bozularak.

"başlıyorum o zaman ?" sorgulayarak bize baktı, hepimiz başımızla onayladık onu. "Bakın şimdi; öncelikle bu soy isimde bulunan dört başlıca kişi var.

Toprak Soylu,

Murat Soylu,

Emin Soylu,

Selin Soylu.

sonra hepsinin ailelerini araştırdım, Toprak'ın kaç çocuğu olduğunu bilmiyorum, Emin'in bir, Selin'in dört, Murat'ın iki çocuğu varmış.

Sosyal medyada bulmak biraz zor oldu ama saydığım isimlerden sadece bir tanesinin kızı var."  Dedi ve derin bir nefes aldı.

"Çağan, kimin kızı varmış peki?" diye sordu gözleri dolmuş olan babam.

"işte onu bilmiyorum baba. ne kadar baktıysam  bulamadım." dedi ağabeyim çaresizce.

"Muhtemelen bahsedilen kişi Selin Soylu değil. Çünkü evli, ve dört çocuğu var. Muhtemelen eşinden boşandı çünkü soyadı farklı değil. Ya da kızlık soyadını da kullanıyor bunu bilemeyiz. Ama eğer bahsedilen ailem, Selin Soylu olsaydı, Soylu demezdi. bu yüzden Selin Soyluyu eleyelim bence." dedim panik ama bir o kadar sakin bir sesle.

cümlemi bitirir bitirmez telefon ekranım yanıp sönmeye başladı. Telefonum hala Çağan ağabeyimin elinde olduğu için ekrana saniyesinde dönüp baktı.

********

817 kelime.

İyi gidiyor sanırım.

KEŞKE/ Gerçek AilemWhere stories live. Discover now