1.0

3.3K 145 51
                                    

Gördüğü kişi ile kısa süreli şok geçirmesi bir oldu genç adamın.

**Yazardan***

Karşısındaki kişiyi tanımıyordu, ama karşısındaki kişi Deniz'in 20 yıl sonraki hali gibi duruyordu.

"Siz kimsiniz, neden buradayım ben?!" dedi genç adam telaşla.

"Ben Tekin Seçkin. Daltonlar'ın başıyım." Dedi Deniz'e çok benzeyen adam.

"Tamam ağabey de, ben neden buradayım?" dedi Arda telaş ile.

"Şimdi Arda Özbek, Sana bir işimiz düştü bizim." dedi Tekin, derin bir nefes alarak anlatmaya başladı.

/2.5 saat sonra/

"Yani Tekin ağabey, şimdi ben öldüm mü yani?" Dedi Arda.

"Arda, oğlum salak mısın sen?! yirmi kez anlattım ya sana!" dedi Tekin sinirle.

"Ağabey ya, ne bileyim işte" dedi ve gülmeye başladı Arda, "İki buçuk saatte öldürdün ya beni, hiçbir şey demiyorum sana!" dedi ve gülmeye devam etti.

İki buçuk saattir Tekin ile muhabbet ediyorlardı. Arda, onu kaçırmasına rağmen sevmişti Tekin'i.

Belki biraz garip bir adamdı, ama Arda'nın da pek düzgün bir çocuk olduğu söylenemezdi.

Tekin, Arda'yı takip ettiriyordu uzun zamandır. Bu trafik kazası olayı ise tam aradığı fırsattı.

Arda, artık öldü olarak biliniyordu.

Arda, bu durumu başta garipsemişti ama hikayenin devamını dinlediğinde hoşuna gitmişti.

Arda ölmüştü.

O sırada Tekin ve Arda'nın olduğu odanın kapısı tıklatıldı ve içeri bir genç çocuk girdi.

"Patron" dedi genç çocuk nefes nefese,

"Hayırdır Kaan, bir şey mi oldu oğlum?" Dedi tekin telaşlı bir ses tonu ile.

Kaan yıllardır Tekin için çalışıyordu ve Tekin'in güvendiği adamlarından biriydi. Onu bu halde görmek Tekin'i telaşlandırmıştı.

"Patron, Arda ağabeyin cenazesini kaldırdılar az önce" dedi ve derin bir nefes aldı Kaan.

"Eee?" dedi Tekin meraklı bir ses tonuyla.

"Patron, kız ve çocuk eve gitmediler." dedi Kaan.

"Nasıl yani?" dedi Arda, anlamamıştı.

"Yani, hala senin mezarda bekliyorlar ağabey."  dedi Kaan.

"Aden! Aden üşür!" dedi Arda panik  dolu bir sesle.

Aden'in bünyesi çok zayıftı ve hasta olma düşüncesi bile Arda'yı fazlasıyla telaşlandırıyordu.

"Arda, saçmalama oğlum sen öldün!  Hâlâ arkadaşlarını mı düşünüyorsun?!" dedi Tekin sinirle.

"Tekin ağabey, Hava iki derece farkında mısın bilmiyorum!" dedi Arda.

Derin bir nefes aldı Tekin, ve sakin kalmaya çalışarak konuştu;

"Arda, bak oğlum dellendirme adamı! hava iki dereceyse bize de iki derece!" dedi ve istemsizce yükseltmiş olduğu sesini alçalttı.

"Deniz benim oğlum!  sen nasıl Aden dediğiniz kızı düşünüyorsan ben de oğlumu düşünüyorum!" dedi tekin.

"Peki ağabey, istediğin olsun." dedi ve sustu Arda.

"Kaan oğlum, siz birini gömmeye gidin mezarlığa. Birazdan yağmur başlayacak, kız ve çocuk ıslanmadan bir şekilde eve gönderin onları"  dedi Tekin otoriter  bir sesle.

"Peki patron, iyi günler" diyerek onayladı onu Kaan, sonra da hızlı olarak çıktı kapıdan.

"Ağabey" dedi Arda. Bir şey aklına takılmıştı

"Efendim Arda, yine ne oldu koçum?" dedi Tekin bıkkınlıkla.

"Sen dedin ya hani 'siz birini gömmeye gidin mezarlığa' diye." dedi Arda ve Tekinin cevap vermesini bekledi kısa bir süre.

"Evet koçum, dedim. Ne olmuş yani?" dedi tekin kırdı potu fark ettirmemeye çalışarak.

"Kimi gömeceksiniz ağabey?" dedi Arda. Anlamamıştı.

"Sahte cenaze oğlum, takma kafana" dedi tekin Ardayı geçiştirerek.

"Peki ağabey, istediğin gibi olsun." dedi Arda.








Bölüm sonu.

bölüm hakkında düşüncelerinizi alayım o zaman buraya;

Arda?

Tekin?

Kaan?

Deniz ve Aden?

lütfen yazım yanlışı tarzı şeyler görürseniz yargılamak yerine benimle düzeltin.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

sizleri seviyorum!

KEŞKE/ Gerçek AilemWhere stories live. Discover now