45. Bölüm {Geçmeyen Geçmiş}

28 4 0
                                    

Merhabalar!

Nasılsınız?

Bir önceki bölüm sizi bıraktığım yerden geri alıyorum. Bakalım bu bölüm neler yaşanacak?

Selçuk, Afife'yle konuşacak mı?

En iyisi bölüme başlayarak öğrenmek. Bölüm sonunda görüşmek üzere.

İyi okumalar!

🍁🍁🍁

"Aleda, kalp hastası bir bebek." Selçuk aralanan dudaklarını zar zor kıpırdatmayı başardı.

"Alo? Selçuk orada mısın?"

"Burdayım. Ama anlamadım. Nasıl hasta?"

Vural boğazını temizledi.

"Aslında benimle değil de Afife'yle konuşsan daha iyi olur. Hem belki o gittikleri doktora götürür seni."

"Tamam, haklısın. Teşekkür ederim yardımın için." Selçuk telefonu kapatıp kenara koyduktan sonra Aleda'ya başını omzuna yatırarak baktı.

"Annen... Maalesef şu saatten sonra asla kalbime geri adım atamaz." parmağıyla yanağını okşamak için eğildi ama huzurlu soluk alıp verişleri hissetmesiyle durdu. Kiraz çiçeklerini sever gibi uzaktan sevdi onu.

Daha fazla beklemek istemediğini fark edince telefonunu çıkardı. Afife'ye mesaj attı.

"Akşam üstü eve gel. Konuşmamız gereken şeyler var."

Telefonu kenara koyarak ayağa kalktı.

"Evet. Aslında biraz daha büyük olsaydın eğlenceli bir baba olurdum aslında. Hem, ben çok eğlenceli bir dayıyım biliyor musun?" heyecanla yere oturdu ve kafasını yan bir şekilde bebeğin yüzünü görebileceği bir pozisyonda koltuğa yasladı.

"Masal anlatırım sana uyuman için. Yani Çınar'a öyle yapardım. İşe yarardı. Denize gideriz. Sana yüzmeyi öğretirim. Kulağa hoş geliyor, değil mi?"

Bebeğin eli ağzına doğru giderken dudakları hafifçe kıvrıldı. Fısıldayarak devam etti.

"Seni kucağıma aldığım gün... Birlikte uyuruz. Göğsümde uyuturum seni." boğazına oturan yumruyla konuşmayı bıraktı.

Büyülenmiş bir şekilde gözleri daldı bebeğin güzel yüzüne. Berrak bir su kadar temizdi. Kirlenmemiş.

"Nasıl yapacağım bilmiyorum. Seni de kana bulamak istemiyorum. Bana kızma olur mu? Ödüm kopuyor sana zarar gelecek diye."

İçi titredi sarf ettiği sözlerden sonra. Hissettiği, yaşadığı şeyler bütün dünyasını kavuracak kadar yoğundu.

Telefonu çalınca istemeye istemeye kafasını kaldırdı. Afife arıyordu. Bütün yüzü gerilirken ayağa kalktı ve bebekten biraz uzaklaştıktan sonra telefonu açtı.

"Efendim?"

"Mesaj atmışsın. Yeni gördüm. Bir sorun mu var? Her şey yolunda mı?" sesindeki panik kendini öne çıkarıyordu. Onun aksine Selçuk sakin ve soğuktu. Duvar gibi...

~AFİFE~Where stories live. Discover now