38. Bölüm {Marmaris Gecesi}

46 5 46
                                    

Merhaba hepinize.

Bu kez muhtemelen yine uzuuuunn soluklu bir bölüm olması umuduyla başlıyorum.

Geçen bölümü yine rahat durmayıp kötü bir yerde bitirmeyi başarmıştım ama bu kez öyle olmayacak hatta libidosuz çiftime bol libidolu bir bölüm yazacağım.

Evet daha fazla beklemeden bölüme geçiyorum bakalım silahlardan nasıl kurtuldular?

İyi okumalar!

🍁🍁🍁

Selçuk telefonuna uzanarak Kutay'ı aradı.

"Kutay bir sorun var. Sana atacağım adrese gelin Adnan'la birlikte."

"..."

"Acele edin o zaman Kutay!"

Selçuk Afife'nin ona baktığını görünce ses tonunu alçalttı. Telefonu kapattıktan sonra araba sesleri duyunca pencereye yaklaştı ve hafifçe kafasını uzattı. Her kimse gitmişlerdi.

Selçuk sinirle yumruklarını sıkarak kırılan camlara baktı.

"Burayı ben halledeceğim tamam mı? Şimdilik bir sorun kalmış gibi durmuyor. Kalkabilirsin oradan."

"Neler oluyor?"

"Bilmiyorum." Afife korku dolu gözlerle gözlerine bakmaya devam edince bakışlarını kaçırdı.

"Tehlikede olduğu bir şeyler var. Ya başına büyük bir bela aldıysa?" diye geçirdi içinden.

Korkarak ve etrafını yoklayarak Selçuk'un yanına yaklaştı ve eline uzandı. Parmakları eline değince Selçuk irkildi ve bakışları birleşen ellerine kaydı.

"Korkma. Sorun neyse çözebiliriz. Çözebilirsin."

Selçuk gülümseyerek başını kaldırdı ve Afife'ye baktı.

"Çözerim. Ama..." dilini ısırarak söyleyeceği şeyi yuttu. Diz çökerek cam kırıklarını topalamaya çalıştı.

"Dur elini kesersin."

"Bir şey olmaz bana, sen bir poşet getir de şunları atalım. Hadi."

Afife kafa sallayarak poşet getirmeye gitti. Önce poşete bütün cam kırıklarını koyduktan sonra tek tek koltukların altına sıçrayan cam parçalarını süpürdüler.

En son Selçuk köşedeki koltuğu da yerine oturttuktan sonra kendini o koltuğa bıraktı.

"Ne zormuş cam kırığı temizlemek öyle..." Afife gülerek elindeki poşetin ağzını bağladı.

"Şunu dışarı bırakayım." kapının çalmasıyla kaşlarını çattı. Selçuk ayaklanarak elindeki poşeti aldı.

"Tamam dur. Kutay gelmiştir muhtemelen. Ben atarım. Hatta gitmem gerekebilir onlarla belki. Korkar mısın evde? Fatih'i arayabilirim."

"Hayır korkmam. Git sen." Afife'nin dudaklarına uzanarak öptükten sonra kapıya ilerledi. Afife de onunla birlikte kapıya kadar gitti.

Selçuk kapıyı açtıktan sonra hastalıklı sarı renkli suratlı bir Kutay'la karşılaştı.

"Kutay? Bu ne surat n'oldu?"

~AFİFE~Where stories live. Discover now