16. Bölüm {Aşk Ve Cesaret}

87 5 15
                                    

Se-lam-lar! Nasılsınız?

Yine ben ve yine yeni bir bölüm. Bu bölüm neler olacağını ben de en az sizin kadar sabırsızlıkla bekliyorum çünkü başlarken aklımda pek de bir şey yok.

Belki bu bölüm geçen seferki bölüm kadar heyecanlı olmaz ama duygu değişimlerine hazır olmanızı tavsiye ederim :)

O zaman daha fazla beklemeden bölüme geçelim. İyi okumalar!

🍁🍁🍁

"Hoş bulduk."

"Dün arayacaktım ama pek vaktim olmadı. Elin nasıl?" dedi Fatih, Selçuk'un masasına yaslanırken. Afife eline kısa bir bakış attıktan sonra diğer eliyle saklama gereği duydu.

"Sorun değil. İlgilendiğiniz için teşekkür ederim. Elim iyi, sadece yazı yazamıyorum."

"Anladım." Selçuk ve Afife masanın önünde duran karşılıklı koltuklara otururken Fatih de yanlarına doğru bir sandalye koyarak oturdu.

"Direkt konuya giriyorum. Biz dün akşam planı oluşturduk ama uygulamaya geçişimiz bir ay kadar sonra olacak." Selçuk Fatih'in bıraktığı yerden devam etti.

"Çünkü hemen bir şeyler yaparsak fazla dikkat çekeriz. Bu nedenle yenilgiyi kabullendiğimizi düşündürmeliyiz." Afife kafa salladı. Fatih tekrardan sözü Selçuk'tan devraldı.

"Hem bu süreyi biraz da Eren için veriyoruz. Çünkü senin de bildiğin üzere amcam Eren'in ayağına sıktı. İyileşince, en nüfuzlu insanların olduğu bir gece mekanının başına geçmesi gerek. Bu A planımız... Şimdi sana A planını anlatacağım. Hemen sonrasında da eğer bu olmazsa uygulayacağımız B planını... Beni can kulağıyla dinlemeni istiyorum. Ancak baştan söylememiz gereken bir şey var." Selçuk'la göz göze gelerek boğazını temizledi ve Afife'nin gözlerine baktı.

"Sen ön safhada olmayacaksın. Bu sırrı yalnızca üçümüz bildiğimizden arka planda bize yardımcı olacaksın. Makyaj yapmayı biliyor musun?"

"Çok değil. Ama çabuk öğrenirim."

"Öğrenecek bir şey yok. Ufak dokunuşlar yapmanı isteyebilirim senden. Neyse bunu sonra konuşuruz." ellerini dizlerine vurarak Afife'ye tamamıyla döndü ve Selçuk'la birlikte kurdukları planı anlatmaya başladı. O sırada masadaki kalemi sağ eline alarak çevirmeye başlayan Selçuk bir yandan Fatih'i dinliyor bir yandan da Afife'nin mimiklerini inceliyordu.

  Fatih B planının son detaylarını da anlatırken Afife'nin gözü istemsizce Selçuk'un elindeki kaleme takıldı. Siyah, ince... Deseni bile aynıydı. Dudaklarından ufak bir şaikınlık nidası çıkınca zaten kendisine bakan Selçuk daha da dikkatli bakmaya, Fatih'te anlamsız bakışlar atmaya başladı.

"Ne oldu?" Fatih'in sorusu cevapsız kaldı. Selçuk, Afife bakışlarını çekmeden hemen önce elindeki kaleme baktığını gördü ve sağ elinde çevirdiği kalemi havaya kaldırdı.

"Bir şey yok. Ben sizi böldüğüm için çok özür dilerim."

"Geçen gün masamda buldum. Sizin mi?" kalemi Afife'ye doğru uzattı. Afife parmak uçlarıyla kalemi narince kavradı.

"Benim kaybettiğim kaleme çok benziyor. Yani yanlış anlamayın benim için değeri biraz fazladır. Ondan, çok benzerini görünce şaşırdım." patavatsızlık yapmış gibi olmamak için kalemi Selçuk'a geri uzattı.

~AFİFE~Where stories live. Discover now