42. Bölüm {Aleda}

38 3 2
                                    

Merhabaaa!

Nasılsınız, iyi misiniz?

  Bölüm ne zaman gelecek bilmiyorum ama muhtemelen çoook uzun zamandır görüşmüyoruzdur siz bunu okurken.

  Evet önceki bölüm çok ama çok gergin bir yerde bitirdiğim için sizi merakta bırakmayacağım o yüzden hızlı yazmak istiyorum. Yine uzun bir bölüm olması dileğiyle bölümümüze başlıyore...

  Çok geç geldiyse hatırlatma yapayım. En son Selçuk kaybettiği Afife'nin karşısına çıkmıştı.

  Bölüme geçiyorum.

  İyi okumalar!

🍁🍁🍁

"Afife..."

  Kapıda geçirdikleri bir süre içerisinde Selçuk Afife'nim gözleri dışında hiçbir yerine bakmadı. Biraz sonra istemsizce fark ettiği değişimlerin arasına yenileri eklendi.

  Çok olmasa da biraz kilo almıştı. Yanaklarına renk gelmiş, yüzü bahar gibi açmıştı.

"Senin... Ne işin var burada?" sesi şaşkınlık değil de konuşmakta zorlanmaktan kesilmişti.

  Selçuk içeri adım atıp kendiyle birlikte Afife'nin gerilemesini sağladı.

"Bana anlatacak çok şeyin var." Afife kapıyı kapatarak Selçuk'u içeri almış oldu. Kapıya dönük bir şekilde beklerken Selçuk onun sırtıyla bakıştı.

"Neden gittin?" Afife sırtı dönük bir şekilde durmaya devam etti. Selçuk öylece baktı. Afife'nin aksine o kadar kötü ve aciz görünüyordu ki belki bu Afife'yi içten içe güldürmüştü.

"Salon şu tarafta." dedi tepkisiz bir şekilde. Kapıdan ayrılıp salona ilerledi. Selçuk evle ilgilenmedi. Bir boşluğun içinde yalnız Afife'yle yürüyor gibi hissetti. İçinde büyüyen aşkın ve özlemin büyük bir öfkeye dönüşeceğini fark edemedi.

"Konuşmayacak mısın? Neredeyse bir senedir yüzümüzü görmüyor oluşumuz böyle suskunluğa mı itecek bizi?"

"Ne sorarsan cevaplamaya hazırım." dedi her zamnaki kendinen emin tavrıyla. Tek farkı gözlerini çok fazla kaçırıyor oluşuydu. Yaptığı şeyin utanç vericiliğindendi bu belki de.

  Selçuk kaşlarını çattı.

"Tamam. Anlat. Neden gittin?"

"Yapamadım." Selçuk titremeye başlayan ellerini sıktı.

"Neyi yapamadın?"

"Seninle ve... Senin hayatınla başa çıkamadım." Selçuk bir adım öne doğru yaklaştı.

"Ne vardı hayatımda? Hayatımızda ne eksikti ya da seni huzursuz eden neydi?"

"Çok fazla sorun... Senin bile... Başa çıkmakta zorlanacağın... Ve ben böyle biriyle yaşamak iste-"

"Sen... Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!" inanmak istemezcesine gözlerine baktı.

"Beni terk etmek miydi çözüm? Ben... Seni huzursuz etmemek için bütün her şeyi silip atardım. Her şeyi! Hayatımı bile... Ve sen... Kendi kafanda kurduğun ve benimle paylaşmadığın aptal sorunlar yüzünden beni terk mi ettin?!" Afife cevap vermeyip yine gözlerini kaçırınca Selçuk aklını yitirir gibi oldu.

~AFİFE~Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon