2. Bölüm {Ceylan}

436 17 55
                                    

Selamlar! Yine ben ve yine yeni bir bölüm...

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir?

Aşağıda gördükleriniz Afife ve Galip... Ama görünüm olarak sizi özgür bırakıyorum. İnsan formlarını tamamen istediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Bunlar sadece sembolik.

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. İyi okumalar!

 İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍁🍁🍁

Kumral saçlı buğday tenli genç adam karşısında gördüğü kibar kadının uzattığı elini resmi bir şekilde tutarak tokalaştı.

"Davadan geliyorum kusura bakma." diyerek çantasını sandalyenin kenarına astı ve oturdu Afife. Galip, ince çerçeveli gözlüklerini düzelterek gülümsedi.

"Estağfurullah ne kusuru. Ben de yeni geldim zaten." Afife gözlem yapmayı çok severdi bu yüzden adamın yüzünün her zerresini hafızasının bir yerine kaydederek kısa bir aradan sonra konuşmaya başladı.

"Uzun zaman oluyor görüşmeyeli." adam düşünceli bir şekilde dışarı baktı ve kalın dudakları hafif bir kavisle kıvrıldı.

"Evet. 9 sene... Çok değişmişsin. Gözlerindeki ışıktan tanıdım desem yeridir. Onlar hiç değişmemiş." derken gözlerini tekrar Afife'nin iri kahverengi harelerine çevirmişti ve Afife bu iltifattan nedensizce rahatsızlık duysada kibarca gülümsedi ve başını indirip kaldırdı.

"Teşekkür ederim." Galip ellerini masaya yaslayarak biraz öne eğildi.

"Ne içersin?"

"Kahve olabilir."

"Orta şekerli? Yanılıyor muyum?"

"Yanılmıyorsun." Afife huzursuzca kıpırdandı ancak ifadesini bozmadan kibarca tebessüm etmeye devam etti.

Galip'in kısa kısa onu süzdüğünü fark edince boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

"Neler yaptın görüşmeyeli? Babamın söylediğine göre İskenderun'da işe başlamışsın. Nasıl gidiyor?"

"İyi gidiyor. Zor ama seviyorum. Mesleğim... Bana göre kutsal." dedi Galip gururla.

Galip, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuydu. Kalp ve damar cerrahıydı ve söylerken gururlanmak o kadar emeğinin üzerine ona abartı gelmiyordu.

Yıllarca kafasını masadan kaldırmadan ders çalışmış, yaşıtları gezip tozarken evde kitaplarıyla savaş vermişti bu yüzden de başarıyı hak ettiğine inanıyordu.

"Doktorluk... Hele ki cerrahlık gerçekten kutsal ve önemli bir meslek. Sorumluluk çok büyük. Yani yanlış anlama tabii ki her meslek ve her alan kutsal ama bana göre insan bedeni çok daha farklı bir sorumluluk istiyor." Galip dikkatli bir şekilde onu dinledikten sonra onayladı.

~AFİFE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin