Doğru olanı yapmak çekeceğin acıdan daha mı önemlidir? Yoksa ne pahasına olursa olsun. doğrularını bırakmamak mı?
Gururuna yenik düşüp asla pes etmemek mi yoksa bazen gururunu bir kenara bırakmak mı iyidir?
"Hayat seçimlerden ve sonuçlarından ibar...
Adam şapkasını kaldırmadan mırıltılar halinde cevapladı. Sarhoş olduğu belliydi. Konuşurken dili dolanıyor, cümleleri ağzından ağır ağır çıkıyordu.
"Öderiz, kaçmıyoruz ya..."
"Büyük patron borçlanan insanı sevmez. Bugün sabaha kadar ödedin ödedin!"
Adam, kadının önüne doğru ittirdiği kadehe ters ters baktıktan sonra kadına çarpık bir şekilde gülümseyerek kadehi dudaklarına götürdü.
Pembemsi ve kalın dudaklarına bulaşan içkiyi baş parmağının iç tarafıyla sildi. İçkiyi çok kaçırmaması gerektiğinin farkındaydı. Bilincini kaybetmekten nefret ederdi.
Sağ tarafında sürekli gözlerinin buluştuğu kadından tiksinmeye başladığını hissetti. Gerçi lu an burada bulunan herkese karşı içinde katlanılmaz bir tiksinti ve öfke duyuyordu.
"Yakışıklısın." diye bir ses duydu. O kadındı. Saçları bukle bukle göğüs dekoltesine dökülüyor, gözleri içkiden ve şehvetten parlıyordu.
"Biliyorum." ukala bir tavırla bacak bacak üstüne attı. Kadının tiz kahkahası kulağını tırmalarken tavrını bozmamaya gayret etti.
"Yüzünü daha fazla görmek istiyorum. Hatta belki dokunmak..." ince parmaklarını yüzüne doğru uzatarak dudaklarına dokundu. Adam rahatsız olunca oturduğu yerde dikleşerek kadının parmaklarından kurtuldu.
"Oynamayacak mıyız?"
"Kaybediyorsun. Fazla acemisin belli." alay edercesine güldü. Hatta kahkaha attı ve adamın omzuna samimice dokundu.
"Çok daha eğlenceli oyunlar biliyorum." yakasına doğru çarpan nefesle tüyleri diken diken oldu. Kadına yüzünü dönerek yüzlerini biraz daha yaklaştırdı.