15. Bölüm {Yenilginin Sesi}

73 7 39
                                    

Herkese merhabalar!

Nasılsınız?

Yeni bir bölüm ve yeni bir heyecanla karşınızdayım. Bu bölümün bize ne getireceği hakkında fikri olanlar elbette vardır. Ki zaten geçen bölüm tam tadında kalmıştı.

Daha fazla bekletmeden bölüme geçiyorum! İyi okumalar!

🍁🍁🍁

"Merhaba avukat!" Afife karşısında gördüğü yaşlı adamla dişlerini sıktı. Ferhat Sergen...

"Beni özledin mi?"

"Ne istiyorsunuz?" bir adım atmıştı ki adamların önünde durmasıyla ilerleyemedi.

"Eren nerede?" az önceki alaylı ses tonu gitmiş, yerine bambaşka bir ses gelmişti.

"Bilmiyorum." dedi Afife donuk bir sesle. Adam kolundan tutup kendine çekerek kulağına yaklaştı.

"Bilmiyor musun? Yoksa söylemiyor musun?"

Afife kolunu çekmeye çalıştıkça sıkılaşan parmaklar canını yakmaya başladı. Yine de gıkını çıkarmadı ve aynı donuklukla adamın yüzüne bakmaya devam etti.

Ferhat, gözlerini kısarak kolunu sertçe bıraktı. Yanındaki adamlara dönerek Afife'ye yandan bir bakış attı.

"Bizimle geliyor."

"Ben sizinle hiçbir yere gelmiyorum." olduğu yerde durmaya devam etti.

"Gelecek misin demedim avukat. Geliyorsun. Zorluk çıkartma yoksa seni buraya gömerim. Hatta seni buraya gömmekle kalmam. Burada gördüğün bütün insanlara mezar olur burası. Anladın mı?"

Afife keskin bir soluk aldı. Kolunu tutan korumayla birlikte kolunu sertçe geri çekti ve öne doğru bir adım attı.

"Söyleyin onlara dokunmasınlar. Ben kendim yürüyebilirim."

"Sen bilirsin. En ufak hatanda avukat... En ufak hatanda..." Afife alayla güldü. Normal insanlar gibi adliyeden çıktılar.

"İki kere söylemenize gerek yok sizin aksinize tek seferde anlıyorum." Ferhat yanındaki kadının cesaretli tavrı karşısında ilk başta şaşırdı. Hemen ardından sinirle nefesini verdi.

"Tek seferde anladığını pek sanmıyorum. Hala Selçuk'a çalışabildiğine göre akıllanmamışsın."

"Selçuk Bey'le çalışıp çalışmayacağımı siz değil Selçuk Bey belirler." diye sakince cevaplamaya devam ediyordu. Sakin ses tonunun adamı daha da çıldırttığını biliyordu. Önünde duran arabaya binip binmemekte tereddüt etti. Başka şansı var mıydı? Telefonla tekrar birilerine haber vermeyi düşündü ama aynı numara iki kez çalışmazdı.

"Ha bu arada! Telefonunu ver." tahmin ettiği gibi çalışmayacaktı da.

"Neden?"

"O numarayı bir kere yerler avukat. Şimdi telefonunu ver."

"Ne numarası anlamadım?" yaşlı adam kahkaha attıktan sonra Afife'nin yüzüne yaklaştı.

~AFİFE~Where stories live. Discover now