29. Bölüm {Hayal Kırıklıkları Da Lazım}

53 5 86
                                    

  Selamlar!

  Görüşmeyeli nasılsınız? Ben iyi gibiyim. Umarım siz de iyisinizdir.

  Aslında bu baştaki konuşmayı uzun tutmak istemiyorum br an önce bölüme geçelim. Ben de heyecanlıyım çünkü bir önceki bölümün sonu devamını bilen tek kişi olmama rağmen beni de heyecanlandırıyor lazhkqhzkshdksjf

  Bu arada bu bölümü ne zaman atarım bilmiyorum ama umarım aradan çok zaman geçmemiştir ve kitaptan soğumamışsınızdır.

  Evet daha fazla uzatmıyorum. Hadi bölüme geçelim!

  İyi okumalar!

🍁🍁🍁

  Afife'nin bakışları öylece maskenin altındaki gözlerine takıldı. Ardından göz ucuyla Selçuk'un saçındaki eline baktı ve boğazını temizleyerek kendini topladı. Selçuk elini çekerek boş bir masaya ilerledi. Afife de onun peşinden gitti ve sessizliklerini koruyarak masaya karşılıklı bir şekilde oturdular.

"Ne demek biliyordum?" Selçuk'un bakışları rahatsız edici bir şekilde gözlerine odaklandıktan sonra maskeden gözükmesede kaşlarını çattı.

"Hafife alınmaktan hoşlanmam avukat hanım. Beni yalnızca ben istediğimde aptal yerine koyabilirsin." öfkeli veya kindar değildi ama sesinde ortamı buz kestirecek bir soğukluk vardı. Uzun zaman sonra tekrar başa dönmüştü. Avukat hanıma...

...

"Şu kitap... Okudun mu?" Afife birden konunun dağılmasıyla kaşlarını çattı. Arkasını döndü ve kitaplığı baktı.

"Hangisi?"

"Kahverengi ciltli olan." Afife sandalyesini ittirerek rafa uzandı.

"Ha o mu? Okudum tabii ki." kitaba dokunduğu esnada hemen arkasında bir nefes hissetti. Arkasına dönmedi ancak parmakları kitabın üzerindeki parmakları yavaşladı. Selçuk'un sağ eli omzunun üzerinden kitaplığına uzandı.

  Sol eliyle masanın üstündeki kağıda uzandı ve dikkatlice yazıyı okuyabileceği konuma getirdi. Galip'in düğün davetiyesi mi?

"Peki ya bu?"

"Hıhı..." Afife yavaşça arkasına döndü. Selçuk onun gözlerine bakarken sorusunu cevaplayıp cevaplamamak arasında gidip geldi ama seçim şansını ona bırakmak istedi. Afife'nin aklından ne geçiyordu? Afife'nin sorguladığını fark edince kafa salladı.

"Geleceğim. Merak ettim sadece." boynundaki damarlar çıkmış ve çenesinin altına kadar pembemsi bir kızarıklık oluşmuştu.

  Nedensizce kırgın hissetti. Buna hakkı var mıydı bilmiyordu ama şüphesiz morali bozulmuştu. Afife'nin böyle bir şey yapacağını düşünmezdi. Yine de izlemek istedi. Belki de Afife'nin yakın zamanda bu kararından dönüp özür dilemesini beklemek istedi. Evet... İçten içe bunu yapmasını çok istedi.
...

  Afife mahçup bir şekilde masanın örtüaüyle oynamaya başladı. Selçuk her hareketini inceliyordu ve o da bunun farkındaydı. Dayanamadı ve kafasını kaldırdığında tam da düşündüğü gibi onunla göz göze geldi.

"Ben... Özür dile-"

"Önemi yok." diyip önündeki şarap şişesiyle bardağını doldurdu ve bardağı dudaklarına götürdü. Bunları yaparken gözlerini bir an bile Afife'den ayırmadı. Afife tedirgindi ama yine de düz bir sesle sordu.

~AFİFE~Where stories live. Discover now