24. Bölüm {Deniz Biliyor}

55 5 97
                                    

Herkese selam!

Yeni bir bölümle ve yeni bir heyecanla sizlerleyim:)

Heyecanla diyorum ama galiba heyecanlı olan sadece benim iqkzşwlzşwş

Geçen bölümü güzel yerde bırakmıştım yanlış hatırlamıyorsam. Bu arada hesap açma fikrimi gördünüz mü bilmiyorum ama ben o mallığı yapıp hesabı açtım. Adını bölümün sonunda yazayım eğer tekip etmek isteyenler olursa diye ama çok da önemli değil zaten eğlencesine açtım.

Evet boşumu yaptım artık bölümü yazmaya başlıyorum.

İyi okumalar!

🍁🍁🍁

"Annenin oğlusun... Öylesin. Bu aptal kahramanlıkların, güçlü gözükme çaban, bana zerre benzemiyor." Selçuk yumruğunu sıkarak bedenini tümüyle ona çevirdi.

"Benzemek istediğimi kim söyledi?"

"Hayal kırıklığısın Selçuk." Selçuk kulaklarının uğuldadığını hissetti.

"Nefret ediyorum senden Selçuk!"

"Hayalleri saf karanlık olan birinin hayal kırıklığı olmak benim için onurdur baba." Ferhat psikolojik baskısının ters tepmesinden hoşlanmadı. Selçuk, eskisi kadar zayıf değildi. Buraya gelmesinin başka amaçları vardı ama Selçuk bu kadar sert karşılayınca amacından sapmıştı. Keskin bir öfkeyle canını yakma arzusu duydu.

"Zayıfsın. Güçsüzsün. Koskoca adam oldun ama hala birilerine yüksün Selçuk." Selçuk boğazına dizilen anılarını yuttu.

"Annene yüksün sen görmüyor musun?!"

"Kimseye yük falan olmuyorum ben." kafasını iki yana salladı. Sanki söylediklerine kendi de inanmak istiyor gibiydi. Ferhat bir adım atarak oğluna yaklaştı.

"Olmuyorsun, tabii. Şu haline bir bak. Yataktan kalkacak gücün bile yok. Belli ki yine hırpalanmışsın. Ben dışarıdaki adamlarının yerinde olsam senin yanında çalıştığım her gün için pişmanlık duyardım."

Selçuk gülümseyerek elleriyle saçını düzeltti.

"Senin aksine çalışanlarımı zorla yanımda tutmuyorum. Pişman olan gitmekte özgür. Ama yanımdalar. Neden biliyor musun baba? Çünkü beni seviyorlar. Senden daha farklı olmanın avantajı bu işte. Senden korktukları için sana saygı duyuyorlardı, beni sevdikleri için bana saygı duyuyorlar." Ferhat alayla güldükten sonra başını sağa sola salladı.

"Bunun önemli bir şey olduğunu mu sanıyorsun? Üstelik adamının biri senin yüzünden hapisteyken." Selçuk'un kaşları çatılınca doğru yerden vurduğunu anlamış gibi gülümsedi.

"Senden bir halt olmadığı gibi senden patron da olmaz! Yazık..." Selçuk sinirden titreyen dişlerini daha da sıktı.

"Senden baba olmadığı gibi mi?" boşluğundan yararlanarak sertçe çenesini tuttu ve gözlerini birbirine kenetledi.

"Annen benim yerime bir sürü baba bulmuştur sana. Niye zırlıyor-"

"KES SESİNİ BE KES!" Selçuk kollarında derman olmamasına rağmen çenesindeki eli sertçe ittirdi. Ne olursa olsun, hiçbir konuda kesinlikle babasına saygısızlık yapmazdı. Bir konu hariç...

~AFİFE~Where stories live. Discover now