26. Bölüm {Özür Kurabiyeleri}

54 6 95
                                    

Ben geldimm!

Nasılsınız gençler ve kendini genç hissedenler? Ben iyi sayılırım ama bu bölüm ne yazacağımı cidden hiç bilmiyorum, kafam aşırı dağınık.

Okullar da açılıyor ne yapacağım onu düşünüyorum, valla kendimi aşırı gerizekalı hissediyorum kwjalwjzlwksle

Neyse bunları aynı benim gibi masum bir Türk genci olan sizlere anlatarak içinizi sıkmayacağım. Umarım herkes mutludur, mutlu olun.

Öyleyse artık bölüme geçelim!

İyi okumalar!

🍁🍁🍁

Selçuk dişlerini neredeyse gıcırdatacak kadar çok sıkarak kapı kapandıktan sonra elini sinirle savurdu. Afife düşünceli bir şekilde yere bakarken saçını kulağının arkasına sıkıştırdı ve omurgasını dikleştirdi.

"Biz... Biz vazgeçmeliyiz." Fatih şaşkın şaşkın Afife'ye baktı.

"Ne?!"

"Yeterli delili elimize geçirecek bir an yakaladığımızda bu adamı doğrudan polise vermeliyiz. Bu adamı sadece adalet yenebilir. Biz değil. Hele böyle asla! Takıntılı, psikopat, katil ruhlu bir insanla bu şekilde başa çıkamayız. Ben bunu çok düşündüm. Sonu bizim zararımıza. En iyisi onu ihbar edip kararı kanunlara bırakmak."

Selçuk, önce sırıtır gibi oldu. Yüz ifadesini toplamaya çalıştı ancak az önce duyduğu şeyler fazlasıyla sinirini bozmuştu. Fatih ikisine de tip tip bakarken Selçuk'un sırıtışı önce kıkırdamalara ardından histerik gülüşlere dönüştü.

Afife ciddiye alınmamanın verdiği öfkeyle kollarını göğsünde bağladı ve sakinliğini koruyarak:

"Çok ciddiyim ben." diye ekledi. Selçuk ellerini önündeki sandalyenin sırt kısmına kıyarak sıktı ve kafasını kaldırdı.

"Öyle mi?" Afife neden birden böyle şeyler yaptığını anlayamamıştı. Tek kaşını kaldırarak bir adım öne geldi.

"Öyle."

"Çok afedersin ama bu ülkedeki hukuk sistemini, kanunlarını bana hiçbir şekilde ve hiçbir şartta savunamazsın avukat hanım." Afife tek nefeste ve korkutucu derecede sakin bir tınıyla söylediği bu cümlelerden sonra yüzündeki 'her zaman haklıyım' ifadesini silerek bakışlarını gözlerinden çekmeden biraz daha silikleştirdi.

"Adalete teslim etmeliymişiz. Biz bunu düşünemedik çünkü sokakta bulduğumuz canımızı zevk için ortaya koymak bizim hobimiz."

Afife yine bir şey söylemedi ama sessizce dinlemeye devam etti. Selçuk bir kez daha güldü. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordu. Nedense adalet sistemini savunacak tek bir lafa dahi tahammülü olmadığını fark etmişti.

"Bunu size hukuk fakültesinde öğretiyorlar mı bilmem ama benim bu sistemden anladığım tek bir kural var. Bu sözde adaletli hukuk sisteminde suçunuzun ağırlığını kanunlar değil, bulunduğunuz mevki belirliyor. Senin de anlayacağın üzere babamı kanunların yargılaması zihnen mümkün ama fiziken mümkün kelimesinin yanından bile geçemez."

Afife dudaklarını araladı ama bir şey söyleyemeden geri kapattı. Selçuk'un gözleri bir süre gözlerinde gezindi.

"Haklıyım, değil mi?"

"Haklısın." diye kısık sesle onayladı onu Afife. Fatih dudaklarını büzerek bakışlarını yere indirirken Selçuk kaşlarını kaldırıp indirerek yutkundu. Tam bir şey söyleyecekken Afife atıldı.

~AFİFE~Kde žijí příběhy. Začni objevovat