25. || suç

408 30 4
                                    

Yamaç arabayı hastanenin önünde durdurunca onu beklemeden indim. Girişte Çukurun adamları toplanmıştı, kimseyi umursamadan yolumu içeriye buldum. Kaç kişiye yumruk attım, kaç kişiyi ittim bilmiyorum, umrumda da değildi.

Bir hemşireyi durdum ve ameliyathanenin yolunu öğrenmeye çalıştım. Koşa koşa Ameliyathanenin önüne varınca bizimkileri gördüm.

Sultan hanım, Ayşe, Karaca, Saadet, Damla, Cumali, Salih, Selim, Medet, Celasun. Herkes burdaydı.

Cumali abinin gözü bana takıldı. Yutkunup bir yaşın gözümden yanağımda damlamasını fark ettim.

"Abi-"

Sesim kesilince Cumali abi bana doğru yürüyüp beni sıkıca kollarına aldı. Omuzuna tutunarak ağlamaya başladım. Benim Babama bişey olursa ölürüm ben. Annemi kaybettim, Babamı kaybetmeye hazır değildim.

Cumali abi benden ayrıldı ve yanaklarımı avuçlarına aldı. Derince gözlerime baktı ve kendisi göz yaşlarına engel olmaya çalıştı.

"İyi olacak. Duydun mu, iyi olacak."

Akan göz yaşlarımı yanaklarımdan silip beni yine kollarına çekti. Nefes alıp verişim çok hızlıydı, tıpkı kalp atışlarım gibi.

Sakinleştirici aldıktan sonra Cumali abinin yanına oturup başımı omuzuna yaslayıp gözlerimi kapattım ve içimde ne kadar dua varsa hepsini okudum. Ben buna hazır değildim.

Bir saat sonra doktor ameliyattan çıkınca önce ben ayaklandım. Abiler yanıma gelince Doktor konuşmaya başladı.

"Bazı damarları açamadık maalesef. Acil ameliyata alacağız ve Bypass yapılacak. Çıkması sabahı bulabilir."

Ağzım açıldı. Gözümden bir yaş damlayınca Yamaçın bakışını üstümde hissettim.

"Sağolun hocam."

Diyip Doktorun yine Ameliyathanede kaybolmasını izledim. Cumali abim bana teşvik edici bir baş sallaması verdi ama ben rahatlayamadım. Lavaboya girip saçlarımı topladım ve yüzüme soğuk su çarptım.
Gece uzun olacaktı.

Yine Ameliyathanenin önüne gelince Yamaç abi beni kolumdan tutup bir yan koridora çekti.
Şimdi benimle Akın meselesini konuşmayacaktı herhalde?

"Nasıl olduğunu sormayacak mısın?"

Bir tahminim vardı. Tahminim doğruysa ve Babam bundan sağ salim çıkmazsa kendimi asla ama asla affetmezdim.

"Karacaya gidiyormuşsun, gelmeyince o da Celasuna sordu, hala mahallede mi diye.
Emmiye belli etmemeye çalışıp seni her yerde aradık-"

Allah kar etsin.
Başımı eğip gözlerimi kapatarak ağlamama engel olmaya çalıştım.

"Sonra Aliço geldi kahveye. Herkesin tedirgin olduğunu fark etmiş ve seni görmüş, öğleden sonra bizim evin etraflarında.
Kulkan aldı Cereni diyince Emminin bi ayağa kalkışı var- Onca yıl yanımda, Babamın yanında savaşan adamı hiç bu kadar korkak görmedim Ceren.."

Bir kelime bile etmeye cesaretim yoktu.
Benim yüzümden oldu. Bunun kusuru falan yoktu. Benim yüzümden.

"Dağ gibi adam dizlerin üstüne çöktü ven sen Kulkanın yanındaydın."

Duvara tutunarak yere kaydım ve yüzümü ellerimin arkasına sakladım. Ben ne bok yedim böyle? Akının derdine düşüp herkesi yok saydım.

"Akını bi görsen- Delirdi. Benim gibi. Yani- benim eşim kaçırıldığında bende öyle olmuştum. Sizi zaten biliyordum ama Akını o halde görünce emindim."

Yamaç yanıma eğildi ve ellerimi ellerine aldı. Kızarmış gözlerime bakıp gülümsedi.

"Akının seni bulucağını biliyordum.
Kavganızı duyuncada.."

Derin bir nefes aldı.
Eliyle saçlarımı okşamaya başlayınca şaşırdım.
Seviyor muydu sövüyor muydu belli değildi.

"Ceren- Benim eşim yerin yedi kat altında, çünkü o da senin gibi yardım etmeye çalıştı. Ondan hoşlanan bir düşmanla gitti, sadece beni korumak için."

Bunu duyunca tüylerim kalktı.
Bu hikayeyi anlatmayı onun da gücünü tüketiyordu. Gözlerinin çökmesinden belliydi.

"Tarihin tekerrür etmesine izin vermem Ceren."

Başımı salladım. Ne yapsaydım? Adam haklıydı. Her ettiği söz doğrudu.

"Seviyorsun, o da seviyor. Çok belli ettiniz zaten-"

Yamaç gülünce bende göz yaşlarımın arasından küçük bir kahkaha çıkarabildim.

"Akın seni hayatıyla korur, gördüm. Niyetiniz ciddiyse, Babana dikkatli bir şekilde bunu söylememiz gerekiyor."

Babamı düşününce dudaklarımdaki gülümse hemen yerinden silindi.

"Sonra da.. İstemeye geliriz artık gelin hanımızı."

Kocaman gözlerle Yamaça bakakaldım.
Bana az önce- Gelin hanım mı? Bismillah.

"İyi hoşta abi.. Akın beni iki saat önce terk etti."

"Haa Ceren terk etti.. Dönmez mi sanıyorsun?"

Omuzlarımı silkip masumca Yamaçın yeşil gözlerine baktım. Hiç böyle bir ilişkim olmamıştı ki. Düşmana gitmek bir ayrılık sebebi olur diye tahmin etmiştim.

"Hadi kalk. Önce Baban bi iyileşsin sonra Akınla uğraşırız."

Yamaç abinin elini kapıp ayaklandım. Kolu omuzumda yine ameliyathanenin önüne kadar yürüdük ama bu sefer bir kişi daha vardı.

Akın.

"Ne dedim ama?"

SAKLIM. - AKIN KOÇOVALI-Where stories live. Discover now