19

5.7K 589 1K
                                    

Selaaaam, nasılsınız bakalım?

Yazarken yeni yetme genç kızlar gibi kıkır kıkır güldüğüm bir bölümle geldim ve sizin de okurken öyle olacağınıza eminim dkdjdn

Yorumlarınızı bekliyorum. Yorum yapmaktan çekinmeyin lütfen. Sizin düşüncelerinizi okumaktan, cevaplamaktan ve sizinle etkileşim halinde olmaktan çok keyif alıyorum.

Kendinize iyi bakın. Kocaman öpüyorum.

Bu bölüm @ggukielilstar 'a adanmıştır🤍🤍

Not: Profilimde oxytocin için hazırladığım playlist var. Meraklısına duyrulur.

 Meraklısına duyrulur

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




19. Bölüm: Dedikoduları duymadın mı?

Düğün hazırlıklarının koşturmacası ile geçen üç koca günün sonunda Park Jimin, Deoksugung Sarayı'nın tarih boyunca yüce omegalara tahsis edilmiş özel odasında son hazırlıklarını tamamlarken yanında kız kardeşi, annesi ve araladığı pencerenin önünde sigara içtiği için ölümcül bakışların hedefi olan en yakın dostu Kim Taehyung vardı. Jimin'in zavallı kalbi göğüs kafesinin içinde bir sinek kuşu gibi çırpınıyordu ve aldığı soluklar bile içindeki yangını an be an harlarken titreyen elleriyle tek yapabildiği üzerindeki özel dikim beyaz ipekli gömlekle aynı tonlarda olan dantel işlemeli tül duvağı tekrar tekrar düzeltmekti. Aslında Jimin, geleneksel bir düğün kıyafeti giymiyordu ve Yoongi ile aldıkları ortak karar neticesinde nikah ve mühür hariç diğer tüm seremonileri es geçerek modern bir düğün istemişlerdi. Her şey buna göre ayarlanmış, tüm organizasyon buna göre yapılmıştı ama bu sabah alfanın omega için ceviz ağacından yapılma, işlemeli sandıklarda gönderdiği hediyelerin içinden çıkan duvak herkesi şaşırtmıştı.

Şimdi ise Jimin, aynadaki görüntüsüne baktıkça Yoongi'nin neden böyle bir hediye gönderdiğini anlayabiliyordu. Tutam tutam alnına dökülen, ışıl ışıl, siyah saçlarının üzerinde o kadar güzel duruyordu ki Yoongi'nin onu böyle göreceği anı iple çekiyordu. Üstelik kurdu da üç gündür doğru düzgün göremediği alfaya duyduğu özlem yüzünden Jimin'e eziyet ediyordu. Artık mühürlü bir omega olduğu için bastırıcı kullanma gereği duymamıştı ki zaten Yoongi de Jimin'in her gün tonla ilaç kullanmasını istemediği için bu konuda omegayı rahatlatmıştı. Jimin'in feromonları artık yalnızca Yoongi'ye, kurdunu sonsuza dek bağladığı alfaya özeldi. Çöl çiçeklerini koklama ayrıcalığı artık yalnızca Yoongi'nindi.

Ve Jimin onun bir an önce burada olup keyiften dört köşe olan mutlu feromonlarının tadını çıkarmasını istiyordu.

"Çok güzelsin." Dedi Young Mi oğlunun devamlı bir yerlerini düzeltmek için çabalayan ellerini yakalayıp, içine su serpmek istercesine gülümserken. "Melek gibisin, Jimin-ah."

Hye Min de "gördüğüm en güzel omega sensin." Diyerek annesini desteklerken bir yandan da Jimin'in makyajını son bir kez kontrol ediyordu.

Güney Kore'nin en iyi makyaj sanatçıları hazırlamıştı Jimin'i ve olduğundan daha iri görünen gözlerinin etrafı elmas taşlarla süslenmiş, sol yanağına da yine elmas olan daha büyük bir mücevher yerleştirilerek omeganın ışıltısına ışıltı katılmıştı. Aslında Jimin baştan ayağa değerli taşlar, pahalı mücevherler ve dünyanın dört bir yanından getirilen eşi benzeri olmayan kumaş ve aksesuarlarla bezeliydi. Ayağındaki alçak topuklu beyaz deri ayakkabıların tokalarında bile ederi bir servet sayılacak pırlanta taşlar vardı. Yoongi, hiçbir masraftan kaçınmamak bir yana tek kelimeyle koca bir servet harcamıştı düğünleri için. Yavaş yavaş sarayın balo salonunu dolduran konukların dudaklarını uçuklatacak, başlarını döndürecek ve hatta günlerce konuşmalarını sağlayacak hazırlıklar yapılmıştı.

oxytocin : yoonminWhere stories live. Discover now