2

5.6K 706 325
                                    

Selaaaaam, nasılsınız? İlk bölümler olduğu için sizi sıkmamak adına fazla uzun yazmıyorum. Kurgu ilerledikçe bölümler de daha uzun olacak elbette. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum💛

&

2. Bölüm: "Çöl çiçeklerini istiyordum."

Dışarıdaki soğuğa rağmen içerisi yeterince sıcaktı ve manzaram Park Jimin'di. Bu da kravatımı gevşeterek üstten iki düğmemi açmam ve yüksek ayaklı kokteyl masalarından birine yaslanarak viskimi yudumlarken tüm dikkatimle onu izlemem demekti.

Jimin, her davette olduğu gibi buraya da yakın arkadaşı olduğu söylenen Kim Taehyung ile birlikte gelmişti ve alfa, tam şu an ona her ne anlatıyorduysa minik elleriyle ağzını kapatarak kıkır kıkır gülüyordu. Bundan nefret ediyordum. Başka bir alfayla bu kadar samimi olması bir yana gülüşünü gizlemek için gösterdiği çaba bile kurdumun huysuzlanması için yeterliydi. Ağzını görmeyi seviyordum çünkü. Kocaman, kırmızı dudaklarını, inci gibi yan yana dizilmiş beyaz dişlerini ve ne zaman benimle birkaç saniyeden daha uzun sürecek şekilde göz göze gelse üst dudağında usulca gezinen sivri dilini.

Şimdi de viskimden büyük yudumlar alırken tek istediğim bir anlığına da olsa onunla göz göze gelmekti. Aylar önce yaşanan talihsiz karşılaşmamızdan bu yana Jimin'le aramızda garip bir durum oluşmuştu. Başlarda, feromonlarını kontrolsüzce üzerimde kullandığı için utanacağını düşünmüştüm ama aksine, utangaçlık şöyle dursun düşmanca bakışlar atıyordu bana ve bu durumdan ne kadar büyük bir haz duyduğumu tahmin bile edemezdi.

Hakkında söylenen her şeye hakimdim. Jimin, Güney Kore sosyetesinin en akıllı uslu ve gözde omegalarından biri olarak adlandırılıyordu. Söylenenlerin çoğu ne kadar uysal ve iyi kalpli olduğuyla ilgiliydi. Cemiyetin ve üst kesimin normlarına uyan, sakin bir hayatı vardı. Girdiği her ortamda ışıldardı ve günün en çok konuşulan ismi o olurdu. Tek bir kusuru yoktu. Mükemmeldi.

Ben ise onun karanlık tarafından nasibini alan tek kişiydim. Karanlık demek pek doğru olmazdı elbette ama bu şekilde adlandırmayı seviyordum. Jimin, ikimizin de kızgınlığa girmesine sebep olacak şekilde feromonlarıyla kurdumu ve beni mest ettiği günden beri sadece Kore'nin değil benim de tek gözdemdi. Ne zaman gözlerini üzerime dikip sanki birazdan kafamı yerinden kopartabilirmiş gibi baksa kalbim bir sinekkuşu gibi çırpınmaya başlıyordu. Zaafı olduğunu bildiğim mücevherler gibi parlıyordu irisleri böyle anlarda. Çenesini kavramak istiyordum ben de. Onu sıkıca tutmak ve yüzündeki ifadeyi sildikten hemen sonra başımı boynuna gömerek tenini yiyip bitirmek.

Jimin'i istiyordum. Çöl çiçeklerini istiyordum. O gece bana seslenen ve onu almam için neredeyse yalvaran kurduna sahip olmak istiyordum.

Bunu öyle çok istiyordum ki geceler boyunca düşünebildiğim tek şey bu oluyordu. Her akşam yatağa girdiğimde onun hayalini alıyordum kollarıma. Kızgınlıklarımı bile yalnız geçirmeme sebep oluyordu ona duyduğum arzu. Yatağımda onunla ilgili öyle çok hayal kurmuştum ki yatak odamın dört duvarı en az benim kadar aşinaydı ona. Her gece bir an bile utanmadan çıplak hayalini alıyordum kollarımın arasına. Onunla öpüşüyor, onunla sevişiyor ve onu uyutuyordum kucağımda.

Kurdumun ona duyduğu açlık ve hasret yiyip bitiriyordu beni. Aklımda ve hayalimde yalnızca o vardı. Seul'ün gözde semtlerinden biri olan Eulji-ro'ya taşındığımdan beri hiçbir omega ilgimi cezbetmeyi başaramamışken Jimin, alt üst etmişti tüm dünyamı. Teklifsizce girmişti hayatıma. Beni ve kurdumu kendisine bağımlı kıldıktan sonra da bir başıma bırakmıştı.

Ve hala başka bir alfayla gülüşüyordu.

Kim Taehyung.

Ona karşı bir düşmanlığım yoktu elbette. Zaman zaman hayranlıkla parlayan gözlerini üzerimde hissettiğim bile oluyordu. Yine de Jimin'e olan yakınlığı hoşuma gitmiyordu. Gazetelerde onlar hakkında tonlarca şey yazılıp çizildiğini gördüğümden beri Jimin'i kolaylıkla sahiplenmiş olan kurdum Taehyung'a karşı anlamsız bir öfkeyle doluydu. Jimin'in parlak siyah saçlarını geriye atmak için kullandığı parmaklarını kırmamı istiyordu mesela. Ona bu kadar yakın durup, kulağına bir şeyler fısıldadığında ve onu güldüren tek kişi olduğunda ise üzerine atlayıp paramparça etmemi istiyordu onu.

oxytocin : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin