4

6.5K 737 497
                                    

Selamlaaar, nasılsınız? Oy sınırımıza +65 diyelim. Hem siz biraz daha etkileşim vermiş olun hem de bana yoğun tempomda yazmak için zaman yaratmış olalım. Bölüme geçmeden önce minicik bir uyarı da yapayım Taehyung Jimin'den omegam diye bahsederken arkadaşlıklarının getirdiği bir aidiyet duygusuyla söylüyor. Romantik bir kavram olarak değil yani yanlış anlaşılmasın.

Profilimde bir adet yoonmin omegaverse smut twoshots mevcut meraklısına duyrulur💛

***

4. Bölüm: "Omegalarımdan uzak dur."

Bir haftayı aşkın süredir her yeni sabaha farklı bir haberle uyanıyorduk. Asilerin banliyölerdeki faaliyetlerini durdurmaya yönelik pek çok yeni tedbir alınıyor, bazı gazeteciler tutuklanıyor ve bazı işadamları ise asileri finanse ettikleri gerekçesiyle mal varlıklarına el konulduktan sonra sınır dışı ediliyorlardı. Ülkenin gündemi epey meşguldü ve sabah kahvaltısında gazetesini okurken endişelerini dile getiren babamın da belirttiği gibi bunun sonunun nereye varacağını hiçbirimiz kestiremiyorduk.

Yine de çevremizde olup biten tüm o korkunç şeylere ve her geçen gün daralarak bizi hapseden çembere rağmen sosyetenin gündemi çok farklıydı. Çok değil, sadece iki gün önce birlikte bir otel odasında basıldıkları için infazları gerçekleştirilen alfaları bile unutmuşlardı. Böyle şeyler daha önce de olmuştu. Hükümetin aynı türden olan insanların duygusal ya da seksüel hiçbir yakınlığına izin vermediği herkes tarafından biliniyordu.

Bana kalsa ikisi de bunu göze aldıkları için aptaldı ama Taehyung'a kalırsa aptal olmaları için yaptıkları şeyin sonuçlarını göze almamış olmaları gerekiyordu. Çocukça hayallere kapıldıklarını düşünmüyordu. Hükümet karşıtı küçük bir gazeteden olayın detaylarını okuduğumuzda ise tamamen emin olmuştu yasaklı fikirlerinden. Devlet düşmanı ilan edilen çift, Seul'den hatta banliyölerden bile uzaktaki buğday tarlalarında kurşuna dizilmeden önce el ele tutuşmuş, yalnızca ve yalnızca birbirlerinin gözlerinin içine bakarak can vermişlerdi.

En yakın arkadaşıma göre onurlu bir ölümdü. Bana göre ise sadece aptallıktı. Geride bıraktıkları insanları ve ailelerini hiç mi düşünmemişlerdi? Aşk, hiçbir şey için mazeret olamazdı ama Taehyung tam tersini düşünüyordu ve ben elimde olmadan onun için endişeleniyordum. Başka bir yasak aşkın başkahramanıydı. Jungkook'a olan hislerinin bir gün başına iş açacağını biliyordum ama ne zaman onunla bu konuyu konuşmaya çalışsam fazlasıyla öfkeleniyor, tam şu an olduğu gibi bana gönül koyarak yanımdan uzaklaşıyordu.

Ortak arkadaşımız olan bir omeganın düğün öncesi verdiği yemekteydik. Bu sefer davetin verildiği yer Lotte World Otel'in terasıydı. Şık bir yerdi. Manzarasını sevmiştim en azından ve Taehyung da bana küskün olduğu için yalnızlığımı aşağıdaki gölü ve rüzgarda salınan ağaç dallarını izleyerek unutmaya çalışıyordum. İnsanlardan ve sohbet ederek içkilerini yudumlayan arkadaş gruplarından uzakta, kocaman saksıların içindeki bodur ağaçların arkasına gizlenmiştim. Nezaket kurallarını hiçe sayamayacağımdan biraz daha burada zaman geçirdikten sonra eve gitmek üzere ayrılmayı düşünüyordum.

Hem kafam yeterince doluydu. Min Yoongi'nin beni evime bıraktığı akşamı düşünmeden edemiyordum. Sonrasında yine pek çok yerde karşılaşmıştık. Kaçamak bakışlar ve Yoongi'nin yanıma gelmek için giriştiği nafile çabalardan fazlası olmamıştı. Ne zaman beni görse gözlerinde beliren karanlık ve tehlikeli ifadeyi düşünüyordum sık sık. Üstelik onlarca soru işareti bırakmıştı zihnimde. Bastırıcı kullanmadığından emindim ve buna rağmen tüm bu insanların içinde feromonlarını kullanmadan rahatlıkla hareket edebiliyordu. Hiç mi korkmuyordu? Biri fark ederse olabileceklerden habersiz miydi? Aptal biri olmadığını biliyordum nihayetinde ama cesaretinin sebebini bir türlü anlayamıyordum. Hem derdi neydi ki bu insanların? Taehyung, Yoongi ve Jungkook... Öğrenildiği taktirde canlarının yanacağını, daha da kötüsü sevdikleri insanlara dahi zarar verebileceklerini bilmiyorlar mıydı?

oxytocin : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin