Aynı şeyi bir kez daha tekrarlayarak odadan çıkarken sesini yine de duymuştum çünkü neredeyse bağırmıştı.

"Dur!"

Adımlarım sözüne itaat ederek dururken gözlerimi yumarak hemen arkamdaki kadının sözlerine kendimi hazırlamaya çalıştım.

"Evlenemezsin, hayır evlenemezsin!"

Şaşkınca ona doğru döndüğümde gözlerinden akan yaşları görmüştüm.

"Ne oluyor?"

Soğuk çıkmasını umduğum sesimle konuştuğumda yatağa tekrar zorlukla oturmuştu.

"Dinlemen gerekiyor.. Hiç sormadın ama nedenini bilmen gerekiyor."

Konuşmanın uzun süreceğini belli eden ses tonu ve bir anda ağlıyor oluşu merakımı tetiklerken az önce kalktığım duvar kenarına tekrar ilişmiştim.

Gözleri zeminde takılı kalırken bir süre sessizce cümlelerini toparlamaya çalışmıştı.

"Ben.. Beni doğururken annem ölmüş. Bir abim varmış, bir de babam.."

Sessizliğim bunu bana neden anlattığını düşünürek geçerken devam etmesini bekledim.

"Beni amcamlar büyüttü. Babam annemin ölümünden beni sorumlu tutuyordu, abimse yüzümü bile görmeden çekip gitmiş."

"Amcamlardan, babamdan dayak yiyerek büyüdüm. Kavgalar, dayak eksik olmazdı. Evden kaçmayı bile denemiştim fakat babam yine bulmuştu beni."

Kollarımı bacaklarıma sarıp küçülürken boğazımın düğümlendiğini hissetmiştim.

"Bir restorana garson olarak girmiş çalışıyordum, Ahmet de çalıştığım restoranda babasıyla toplantıya katılmıştı."

Gözlerindeki hüzüne rağmen dudaklarında kırık bir gülümseme oluşurken yansımamı görüyor gibi olmak rahatsız etmişti.

"Kolumdaki acı yüzünden üzerine tepsi devirmiştim. Ben özür dilerken o yanıp yanmadığımı soruyordu."

Karan'la restoranda çarpıştığımız an aklıma gelirken gülümsediğimin farkında değildim. Benim de üzerime kahve dökülmüştü.

"Daha sonra restorana sık sık gelmeye başladı. Konuşmak için çabaladı, başardı da.. Bana holdingin çalışanı olduğunu söylemişti. Ona aşık olmuştum. Sevgili olduk."

Ahmet Özmen malın sahibi olduğunu saklamıştı. Tıpkı Karan'ın Toprak adı altında güneş çocuğu sakladığı gibi..

"Bir gün sevgilim olduğunu öğrenmişlerdi. Dayak yedim,yaralarımı bu kez kapatamamıştım. Ahmet bu kez fark etmişti. Her şeyi anlatmak zorunda kaldım."

Sessizliğimi korumaya devam ederken İpek Özmen varlığımı unutmuş, geçmişin tozlu sayfalarına dalmıştı.

"Gerçek kimliğini anlattı. Beni kaybetmek istemediğini, evlenmemizi istediğini söyledi. Kandırılmıştım. Kabul etmedim."

Alaylı bir gülüş çıkmıştı dudaklarından. Elinin tersi ile yanağına inen gözyaşlarını sertçe silmişti.

"İşimden olmuştum. Yaşlı bir adama satmaya karar vermişlerdi. Ahmet'i her şeye rağmen seviyordum. Gururumu kenara bırakıp evden kaçtım."

Gözlerinden okunan sinir ve kırgınlıkla devam etti.

"Ailesi kabul etmedi beni. Liseyi zor bitirmiştim. Layık görmediler. Bırakmak istedim. Ailesinin kabul etmediği bir kızı başkası nasıl kabul etsin ki?!"

Bir Ege Masalı Where stories live. Discover now