İyi değildim.

Aklıma Eren gelirken onun benim hakkımda ne düşündüğünü merak etmiştim.

Düşüncelerim içimdeki kötü seslerle birleşmiş ve koca bir canavar olarak karşıma geçmişti.

Ve o canavar hayatımdaki tek iyi şeyi, Karan'ı almaya yemin etmişti.

Aklıma bu kez de Ahu ile olan tartışmam düşmüştü. Acaba Toprak'a gülümserken, sevgisini belli ederken ses tonu nasıldı?

Bu yatakta sesleri yükselip duvarlarına sinmiş miydi?

Belki öpücük sesleri belki tutku dolu sesler belki kahkahalar..

Duvarların bir dilinin olmasını ve bana anlatmasını isteyen yanıma inat diğer yanım bu düşüncelerden nefret ederek can veriyordu.

Kendi hayatımı düşündüm. Karan'dan öncesini.

Hayır, bu kez Karaca ailesini değil arkadaşlarımı düşünmüştüm.

Ege'nin ardından birini öyle sevmemiştim. Ancak hayatımdan birkaç kişi geçmişti.

Fakat hiçbiri uzun süreli değildi.

Arkadaş ilişkimiz sevgililiğe dönmemişti. Bir yemekle her şey başlayıp bitmişti.

En uzun süren ilişkim Edwin'le olmuştu ki onunla sevgiliden ziyade bir oyunun içerisindeydim.

O Beren'i tanımıyordu bile!

Karan günün birinde benim için değmeyeceğini düşünürse ne yapardım?

Bu sorunun bende cevabı yoktu.

İçimi öyle bir sıkıntı ve mutsuzluk basmıştı ki varlığını unuttuğum Karan'ın saçları yüzüme sürtündüğünde irkilmiştim.

Ona doğru dönüp başını göğsüme çekerken ellerim saçlarının arasına karışmış ve saçlarının arasına  öpücük kondurmuştum.

Uykuya dalmıştı. Çünkü yorgundu.

Şirket bu aralar zor bir dönemden geçiyordu ve üzerinde çalıştığı büyük bir projesi vardı.

Yetmiyormuş gibi bir de benimle uğraşıyordu.

Sevdiğine dair çıkan mırıltıları ile dudaklarımda küçük bir gülümseme oluşurken gözlerimden gelen iki damla yaş yanağımdan kayarak yastığa kavuşmuştu.

Ve ben sabaha kadar Karan'ı sevmiştim.

🎈

Sabahın erken saatlerinde, henüz Karan uyuyorken, onu öpmüş ve yola çıkmıştım.

Ve nihayet gelmiştim.

İzmir..

Benim değişik hayatımda rol alan diğer şehirlerden biri.

Fakat diğerlerinden daha özel geliyordu bana..

Eve geçmeden önce alışveriş yapmış, ardından oğluma kavuşmuştum.

Bu sırada beni arayan Karan'ın bir şekilde gönlünü almıştım.

Ve böylelikle özlem dolu günlerimiz başlamıştı.

Patron'u özlediği evimizin zeminine bıraktığımda ruhum kaybolmuş ve bu dünyadan göçmüş Beren Karaca'nın yasını tutmaya başlamıştım.

Ev, temizlik şirketi tarafından sürekli temizlenmiyormuş gibi önce market alışverişimi yerleştirmiş ardından da ev temizliğine başlamıştım.

Yanıma ara sıra uğrayan Patron yüzümü yalıyor ve adeta onunla oynamam için kıvranıyordu fakat artık hiçbir duygu kırıntısı kalmadığı için boş bir çuval gibi umursayamıyordum.

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin