17' dağ evi

613 69 35
                                    

'Nerede olursan ol, her zaman kalacağını biliyorum.'

Yoongi karşısındaki karanlık ormanı izleyerek düşünüyordu. Babasının bu yaptığı şeylerin sonunun ne zaman geleceğini, ya da bir sonu var mı onu dahi bilmeden düşünmeye devam ediyordu. Ve her seferinde ise karşılaştığı tek şey tamamen sıfırdan ibaretti. Ne yapacağını bilmiyordu çünkü bundan öncesinde sadece kendisi vardı, kendiyle yetinebiliyordu fakat şimdi kendi arabasında, tamda yanı başındaki koltukta uykuya dalmış bu güzel çocuk kendini ona hatırlatırken tek başına olmadığının da bilincindeydi Yoongi.

Tek bildiği şey artık Jimin'ide daha sıkı bir korumaya almaktı ki babasının gazabından kendini koruduysa bu güzel çocuğu da koruyabilirdi. En azından Yoongi öyle düşünüyordu. Belki de bir süre ortalıkta gözükmemeleri gerekiyordu ve eğer gerekli olan buysa Yoongi bunu şimdiden bile yapmaya hazırdı. Hemen şimdi, Jimin'i alıp bu ülkeden bile götürebilirdi. Gerekli olan buysa, Yoongi bunu bile yapmaya hazırdı.

Yoongi düşünceleri arasında bakışlarını güzel çocuğa çevirdi ve üzerinden çıkardığı deri ceketi onu rahatsız etmemeye özen göstererek Jimin'in üzerine yerleştirdi. Kış ayına giriş yapacakları için hava kendini daha da soğuğa bırakmıştı. Hatta belki de bu hafta sonu güzel bir kar yağışı bile beklenebilirdi ülkede. Yoongi ilk karı Jimin'le görürse ne kadar mutlu olacağını düşündü. Yoongi emindi ki Jimin kesinlikle böyle hurafelere inanıyordu ve ilk kar yağdığı zaman kesinlikle insana hayatı boyunca sevebileceği değerli bir hediye veriyordu. Yoongi ise o günde bile Jimin'le birlikte olmayı ve onu kendine hapsetmeyi istedi.

"Endişelenme sevgilim, seni incitmelerine izin vermeyeceğim." Yoongi uzun kemikli parmaklarını önce güzel çocuğun özenle yaratılmış çene hattında gezdirdi ve oradan yukarıya çıkarak pürüssüz yanağını okşadı. Kalın dudakları öne doğru büzülmüştü ve bu Yoongi'de onu öpme isteği yaratırken derin bir nefes almıştı. Tam şuanda çocuğu her ne kadar sert bir şekilde öpmek istesede yapmadı çünkü onu uyandırmak istemedi. Fakat parmaklarını dolgun dudakların üzerine koymaktan da asla geri çekilmedi. Parmak uçlarını hafif çatlamış dudağın üzerinde gezdirdi ve oradan sus çizgisine çıktı. Hemen burnunun kavisine geldiğinde ise orada duraksadı ve küçücük burna uzaktan bir bakış attı. Şimdi bu burnu dişleri arasında ısırsa ve Jimin'in mızmızlanma sesiyle onunla uğraşsa hiç fena olmazdı. En sonunda ise parmakları çocuğun kısacık kirpiklerine ulaştığında oraya minik öpücükler bırakmak istedi ve bu öpücüklere ise aşk öpücüğü adını vermek istedi.

En sonunda ise Yoongi'nin çalan telefonu çocuğu olduğu yerden sıçratırken Yoongi hızla Jimin'den uzaklaştı ve arabadan inerek çalan telefonunun ekranına baktı. Bay Yang arıyordu ve bunun acil durum olduğununda farkındalığıyla telefona hızla cevap verdi. İlk başta karşı taraftan rüzgarın hışırtılı sesine karışan kalın erkek sesi duyulsada en sonunda Yoongi ne demek istediğini anlamıştı.

"Bay Min," diyordu karşı taraftaki ses. Yoongi ise cevap verme gereksinimi bile göstermeden kendi için çalışan adamın devam etmesini bekledi. Bay Yang ile uzun zamandır çalışıyordu ve açıkçası ona birazda olsun güvenirdi. "Şuan da neredeyseniz orada kalmaya devam edin çünkü rezidansa hem polisler geldi hem de ne kadar çok çaktırmamaya çalışsalarda babanızın adamları etrafta geziniyor." Yoongi sinirle ayağını yere vurdu. Babasıyla uğraştığı yetmiyormuş gibi bir de polisler çıkmıştı başına ve gerçekten onlarla uğraşacak ne vakti vardı ne de boş anı. Gerçekten o heriflerden hoşlanmıyordu.

"Pekâlâ Bay Yang beni iyi dinle, şimdi polislerin neden geldiğini öğren fakat bu son görevin olsun. İlk görevin ise kesinlikle Daegu'daki dağ evine ulaş ve orayı hazırlattır. Daegu'ya geçeceğim, ondan önce de şehrin dışına benim için farklı bir araç bırak. Sen nereye bırakacağını biliyorsun." Yoongi sinirle ellerini saçlarının arasından geçirmişti. Normal bir hayat sürmeyi gerçekten çok isterdi çünkü şimdi bakınca gerçekten de tuhaf bir hayat yaşıyordu.

lavinia : yoonmin ✓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن