08' gerçeklerle yüzleşmek

711 98 25
                                    

Yalan.

Bu Dünya'da belki de en nefret ettiğim şeylerden biri de belki de yalan olabilirdi. Çünkü bu zamana kadar hayatıma o kadar da yalan dolan sokmuş bir insan değildim, ailem bana sürekli dürüst olmayı öğreten iki tane ebeveyn olmuş ve beni dürüst bir kişiliğe sahip insan olarak yetiştirmek istemişlerdi.

Pekâlâ, ergenken herkes ailesine yalan söyler ve küçük kaçamaklar yapabilirdi. Bu sadece işin öz kısmıydı zaten bir süre sonra bunu yapmayı bırakmıştım çünkü saçma gelmeye başlamıştı, sanırım büyüyordum ve neyin ne olduğunu kavrayacak yaşa geliyordum. Zaten o günden sonra da aileme karşı hep dürüst olmuş ve erkeklerden hoşlandığımı, kızlara karşı ilgili olmadığımı bile dürüst bir şekilde yalan dolan olmadan söylemiştim.

Ailem ise beni yargılamamış, hatta bir erkek arkadaşım olduğunda muhakkak onlarla tanıştırmam gerektiğini bana telkin etmişlerdi. Ailemi seviyordum. Bu zamana kadar beni böyle yetiştirmişlerdi ve bu hep böyle kalmıştı fakat şimdi kalbi kırık ortada bırakılmış küçük bir erkek çocuğu gibi hissediyordum.

Min Yoongi tarafından kalbim kırılmıştı. Hayır ona sinirli değildim. Bana bir kardeşi olduğunu söylemek istemeyebilirdi, bunu tabikide anlardım çünkü onun ailevi özeliydi bu fakat kırıldığım nokta da tam olarak burası oluyordu sanırım. Tam olarak neye kırıldım kestiremiyordum fakat içimdeki bir burukluk baş göstermiş ve bütün bedenimi ele getirmişti. Sanırım onun ailesini kıskanmıştım ve bana söylemediği bu özel hayatındaki gerçeği kesinlikle benimle paylaşmasını ve kendimi onun için özel hissetmek isterdim.

Şimdi ise kardeşi -az önce tanıştığım Min Juan- abisi ile konuşurken ben onların konuşma hızına yetişemiyordum. Yoongi her ne kadar bakışlarını kardeşinden çekmesede onu izlediğimi bildiğinin de farkındaydım. Yüzünde memnuniyetsiz bir ifade baş gösteriyordu, sanki bu muhabbeti yapmak istemiyor ve bir an önce kurtulma maksadıyla öyle hızlı konuşuyordu ki ona yetişemiyordum.

Nasıl tepki vermeliydim? Kızmalı mıydım yoksa susmalı mıydım? Kızarsam kavga ederdik, fakat susarsam da ileriye dönük olan bakışlarım değişebilirdi. Susmak felaketi çekerdi ve bu felaketi çekmek kesinlikle kavga etmekten daha iyi değildi. Küçük bir tartışma ikimizi yok etmezdi fakat şimdi susarsam Yoongi yalanlarına devam eder ve ileride bizi çıkmaz bir sokağa sokardı. O çıkmaz sokakda bizim sonumuz olurdu. Küçük bir harabede can vermek istemediğim için dudaklarımı araladım.

Kardeşi Juan çoktan yanımızdan ayrılmış ve başka masalarda bulunan misafirlere doğru ilerlemişti, onun uzaklaşmasıyla ise Yoongi'nin tam on dakikadır bana değmeyen bakışları gözlerimle ilişmişti.

"Yalan söyledin." Dedim, tek diyebildiğim bu oldu. Dudaklarım sadece buna vardı ve dilim komutu böyle değerlendirdi. "Evet," dedi, tek dediği bu oldu. Sayamadığım bir zaman kavramından sonra ise devam etti. "Yalan söyledim."

"Neden?" Dedim, kısık bir tonla, bağırmak istedim belki de.

"Çünkü öz kardeşim değil, üvey de değil."

"Ne?" Dedim kaşlarım çatılırken. Şuan da ne demek istediğini anlamıyordum. Beynim durmuştu ve düşünemiyordum. Bir kez daha, "Ne?" Dediğimde Yoongi derin bir nefes aldı ve kafasını iki yana doğru salladı. Koyu kahve olan gözleri daha ne kadar koyulaşabilirse o kadar koyulaşmış ve benim irislerimi istila altına almıştı.

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." Kesin ve net sesi daha fazla konuşmak istemediğini gerçekten belli ederken ne diyeceğimi bilemez bir şekilde dudaklarımı birbirine bastırdım.

Bakışlarım ondan çekilirken, çatık olan kaşlarım çoktan eski halini almıştı ve beynimde söylediği şeyler birer birer dönemece girmişti. Az önce gelen çocuk üvey kardeşi bile değilse anneleri aynı olmuyordu ve Yoongi bana annesiyle bir şarkı çıkarttığını bile söylemişti. Kafam karışırken bu konuyu daha fazla düşünmek istememiştim lakin beynimin içinde gezen sorular beni rahat bırakmıyordu. Bağlamaya çalıştığım konuları bir araya getiremiyordum ki bu da Yoongi'ye soru sorma isteğimi arttırıyordu.

lavinia : yoonmin ✓Where stories live. Discover now