Bölüm 7

143 45 47
                                    

"İttirmesenize millet!" dedim arkaya dönüp fısıldadım.

"ya arkadakiler durmuyo" dedi mine hemşire

Hepimiz elimize demir, sopa tipi birşey almış kapının önünde hazır olunca çıkmayı bekliyorduk. İlkokul çocukları gibi arka arkaya sıraya girmiş sürekli birbirimizi ittiriyorduk.

"Defim bey ittirmezmisiniz lütfen?!" dedi defne hanım

Koca odada sıkışan 5 zeka küpü olmak beni gururlandırıyor gerçekten.

"Biraz daha ittirirseniz açarım kapıyı bakışırsınız taşıyıcılarla!" dedim ciddi sesimle. Alay ediyordum ama onların bunu bilmesine gerek yoktu.

Hepsi duraklamış sessizce bekliyorlardı. Sırıtıp önüme döndüm.

"Tamam şimdi, kapıyı açıcam ve siz önünüze gelen herkese vuracaksınız." hemen arkamı dönüp yüzlerine baktım. "Herkesten kastım taşıyıcılar. Bir kere daha hafıza kaybı yaşamak istemiyorum."

Defim bey hariç herkes kıkırdarken onları bu ortamda güldürmek beni mutlu etmişti. Defim bey hep mutsuzdu. Şimdiden alışmıştım o yüzden gülmemesi beni üzmemişti.

Derince nefes alıp elimdeki demir parçasını sertçe tuttum." Hazırmısınız? " arkamdan derin nefes alıp verenleri duyunca cevaba gerek kalmadı. Gözümü kapatıp ağrıyı düşünmemeye çalıştım. Plan benimdi bu da buradakilerin can güvenliği bana emanet demekdi. Hayal kırıklığı istemiyordum.

Elim kapı koluna gitti. Nefeslerim hızlanmaya başladı. O kadar gergindim ki ağrıyı hissetmiyordum. Titreyen elim kapı kolunu sıkıca tuttup ittirdi. Hepimiz elimizdekileri havaya kaldırıp hızla dışarı çıktık. Etrafta taşıyıcı yoktu.

Ellerimizdeki sopalar ve demirler havada bekliyordu. İndirmeden etrafı aramaya başladık. Topallayarak sığınak tarafına yürümeye başladım.

Arkamı döndüğümde peşimden geldiklerini görünce devam ettim. Sürekli derin nefes veriyordum çünkü bacağım fena derecede ağrıyordu.

Sığınağa yaklaştığımızı mine hemşire hızlı yürüyüp kapıyı açmaya gittiğinde anladım. Yerdeki bölümü açıp geri çekildiğinde ferdi bey beni tutarak kafasını salladı.

Kendisi önden gitmek istiyordu. Bende kafamı sallayarak onu onayladım.

Dikkatli şekilde merdivenleri inmeye başladı bizde peşinden. Bir koluma giren mine hemşire bana yardım etmeye başladı. En son basamağa gelince içeriyi kontrol edip girdi ferdi bey. Kafasına vurup bayılttığımız taşıyıcıda dahil hiç kimse yoktu.

"Çabuk olun!" dedim yere düşmüş ve üstünde ne varsa dağılmış dolapları göstererek

Ben hariç herkes 2 çanta alıp doldurmaya başladı. Ben sadece taşabileceğim kadar alacağım için 1 çanta aldım ve yerde olan yiyecek, su ve yedek kıyafetlerden 2 3 tane çantaya sıkıştırdım.

O sıra ferdi bey yanıma gelerek defne hanımla kavga eden dedim beyi gösterdi.

"Bunu atsak mı taşıyıcıların önüne? Sızlamaktan başka yararı yok."

Sırıtıp "taşıyıcıların tenezzül ediceğini sanmıyorum." dedim

Kıkırdayan ferdi bey "iyi bari hala değişmemişsin" dedi.

"Tanışıyormuyduk?"

"Tek yakın arkadaşındım gerizekalı."

"Niye ilk geldiğimde söylemedin."

"İnanacağını sanmadım." dedi üzgünce

Ortam çok hüzünlü olunca ona dönüp "tek arkadaşım olmadığına yemin edebilirim." dedim

Tekrar kıkırdayınca bende güldüm. Neden bilmiyorum ama içim ona diğerlerinden daha çabuk ısınmıştı.

HAFIZAWhere stories live. Discover now