Bölüm 5

196 51 34
                                    

"Bu böyle olmuyor." dedi ferdi bey

"Ne demek olmuyor?!" sinirlice öne atıldı defim bey "Zamanımız zaten dar, bir de bahane dinleyemem."

"Göz doktoruyum diye hatırlıyorum defim bey. Yanlışım varsa düzeltin."

"Şuan önemi yok."

Söylenen adama göz deviren ferdi bey bana dönüp konuşmaya başladı.

"Bana yardımcı olabilir misiniz?"

Ağzımdaki bezi çıkarıp elimde sıktım. Hafifçe doğrulup karşımdaki adamla konuşmaya başladım.

"Hiçbirşey hatırlamıyorum. Nasıl yardım edicem?"

Ferdi bey biraz düşünüp defne hanıma döndü. "Şuan en fazla yarayı temizleyip sarabiliriz. Etin birbirini tutması için yapabileceğimiz tek alternatif yol bu. Zaman kısıtlıyken daha fazla şey yapılmaz üstelik elimden çok şey geleceğini zannetmiyorum. "

Kafasını olumlu anlamda sallayarak " Yarayı temizlemenize yardım edeyim." dedi genç kadın.

"Düzgün tutsana şu kapıyı!" diye sinirlendi defim bey, hemşire mineye "Bir işinizde doğru olsun!"

Artık sabrım kalmamıştı. Sürekli insanlara bağırıyor, emir veriyor ama kaçıp saklanmaktan başka bir halt yemiyordu.

"Defim bey!" dedim sesimdeki siniri anlamış olacak ki yüzüme anlamaz bir bakış attı. "Herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor."

"Hepimiz öleceğiz, bu koşuşturmalara gerek yok!" dedi burun kıvırarak. Ne kadar kibirli bir adam!

"O zaman biz devam edelim siz kalın. Ne de olsa hepimiz ölücez. Ha önce ölmüşüz ha sonra değil mi?" dedi defne hanım tek kaşını kaldırarak

Yaşlı adam gözlerini kaçırarak cevap vermedi. Sonunda sessizliğin tadı...

"Yaranızı temizlemeye başlıyorum. Bezi tekrar ağzınıza alın ve lütfen kendinizi tutmaya çalışın asır bey. Acıyacak biliyorum ama zorundasınız." dedi ferdi bey gülümseyerek. Güven vermeye çalıştığı belliydi.

Elimdeki bezi tekrar ağzıma yerleştirdiğimde gözlerimi kapatıp açtım. Bu başla demek oluyordu.

Ferdi bey yaraya doğru eğilip eline aldığı pamukla bacağın yanındaki kanları temizledi. Bu bile acıtıyorsa devamını düşünemiyordum.

"Eti birbirine yapıştırmamız gerek. Tutayım mı?" dedi defne hanım

"Hayır. Şimdi değil önce iyice temizlemek lazım"

"Dayanabileceğini sanmıyorum."

"Yapacak birşey yok."

Yeni bir pamuk koparıp üstüne sarı bir sıvı boşalttı ferdi bey

"Hazırlan" derince bir nefes alıp kafamı olumlu anlamda salladım.

Gözlerimi sıkıca yumup sadece bağırmamayı diledim. İlaçlı pamuk bacağıma değdiği gibi beze doğru bağırmaya başladım. Sesim boğuk çıkıyordu ama duymalarına yeterdi. Bir elim ağzıma gitti diğer elimse çarşafa. Ağzımın üstünü kapatıp derin derin nefesler almaya başladım. Diğer elimlede sıkabildiğim kadar çarşafı sıkıyordum.

Hemşire mine yanıma gelerek kolumu tuttu.

"Az kaldı sakin olun."

Bacağım deli gibi yanıyor ve acı azalmak yerine gitgide artıyordu. Dayanılmayacak derecede kötüydü. Bacağım ve kesilen kısım birbirinden ayrıydı ve tam açıktan kalan kısmın uçlarını temizliyorlardı.

"Az kaldı, az kaldı"

Gözlerim kapanmaya başlamıştı. Açık tutamıyordum.

"Ferdi bey, bayılıyor!"

"Acıdan olmalı. Uyanık tutmaya çalış"

"Asır bey uyanın lütfen." Yüzüme inen bir kaç hafif tokattan gerisi yok aklımda.

Sanırım ikinci uykuma geçiyorum. Lütfen yaşadıklarım rüya olsun. Bu kabus bitsin...

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin