2.5*

1K 39 28
                                    

Medya: sadece dinleyin :)

Keyifli okumalar🥂

***

Güneşli bir sabah, her şeye inat gülümseyen gökyüzü, yanımda sen, sevgilim..

Ah, kalbimde ne çok çiçekler açtırıyorsun bir bilsen?

Başını göğsüme yaslamış öylece uyurken onu izlemenin dahi ne kadar keyifli hissettirdiğini düşünüyordum. Onunla bir sabaha uyanmak.. Sahiden, en son ne zaman bu kadar huzurlu hissetmiştim?

Başının üzerine küçük öpücükler kondurduğum sırada uyanmaması için çok hassas davranıyordum. Sanırım ona bir sürpriz yapabilirdim öyle değil mi?

Kafasını göğsümden alıp yavaşça yastığa yerleştirdim, bacaklarımı bacaklarının altından çektiğimde yavaşça doğruldum ve ses çıkarmadan kalktım yataktan. Üzerimde dünden kalan kıyafetler vardı, bugün kesinlikle Eylül'den yeni kıyafetler istemeliydim.

Akşam geleceğini söylemişti ama hiç sesi çıkmıyordu. Neredeydi bu kız? Düşüncelerden arınmaya çalışıp saçımdaki tokayı çıkardım ve odadan çıkmadan önce tekrar at kuyruğu yaptım. Acilen duş almam gerektiğini aklımın bir köşesine not edip odadan yavaşça çıktım.

Evde bizden başka kimsenin olmadığı aşikardı. Piraye Hanım neredeydi? Kafamı iki yana sallayıp evi keşfe çıktım. Ne çok büyük ne de çok küçük bir evdi, yeterliydi işte. Adımlarım salona ulaştığında büyük camlı, sade ve ferah döşenmiş bir salonla karşılaştım.

Minimal dizayn edilmişti. Ekru renklerde L koltuk, keten perdeler, birkaç tablo ve ortada duran sehpa. Eli değmişti buraya, ruhunun parçaları saklıydı ve dolu dolu yapmaya yetiyordu. Dikkatimden kaçmayan bir şey daha vardı, evde televizyon yoktu. Gülümsedim, gerekte yoktu.

Perdeleri açıp camı araladığımda çıktım salondan. Banyoyu bulmalıydım, dağınıktım ve biraz toparlanmaya ihtiyacım vardı. Salonun hemen yanındaki kapıyı araladığımda Kenan'ın çalışma odasıyla karşılaşmıştım. Aradığım yer burası değildi, kapısını kapatıp mutfağın yanındaki diğer kapıyı açtım. Sonunda banyoyu bulduğumda içeri girdim ve günlük ihtiyaçlarımı giderip aynadaki halime baktım.

Saçlarım dağınık, yüzüm gözüm şiş ve kırışık kıyafetlerle pek iç açıcı olduğum söylenemezdi. Umursamayıp yüzüme su çarptım ve üzerimi biraz düzeltip banyodan çıktım.  Mutfağın kapısı yoktu, içeriye adımlayıp baştan aşağı süzdüm.

Aynı şekilde sade dizayn edilmişti. Buradaki camı da araladığımda Kenan'a kahvaltı hazırlamak üzere buzdolabını açıp neler yapabileceğime göz gezdirdim. İhtiyacım olandan fazlası vardı dolapta. İki domates bir biber ve iki yumurta çıkardım. Sanırım güzel bir menemen yapabilirdim. Onun evinde, onun mutfağında, bizim için kahvaltı hazırlıyordum. Hayal edebileceğimden daha güzel bir andı..

***

Son olarak bardak, çatal, kahvaltı tabağı ve diğerlerini de yerleştirdiğimde hazırladığım masaya baktım. Menemen, kızartma, kahvaltılık ve en önemlisi çay. Başka ne olsun ki? Fazla olan şeyleri sevmezdim, yeterli gelmişti gözüme. Onu uyandırmak için odasına gideceğim sırada belime sarılan ellerle paniğimi engelleyememiştim. Ne ara uyanmıştı da duymamıştım?

" Uyandığım en güzel sabahın yegane sebebisin küçüğüm."

Gülümsemiştim, üzerimdeki etkisini seviyordum.

" Uyandığını duymadım, hadi otur çayları doldurayım daha fazla soğumasın."

Enseme derin bir öpücük kondurup sandalyelerden birine oturduğunda titrememe engel olamamıştım. Her hareketi kalbimi tekletiyordu ve bu normal değildi.

VERA | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now