1.4

2K 74 29
                                    

Medya: Lana Del Rey / High By The Beach

Keyifli okumalar🥂

***

Kollarının arasından çıktığımda kendine gelmiş gibi silkindi. Söylediklerinin o da farkında değildi bence. Yoksa o sert kimliğini bozup da böylesine bir adama dönüşemezdi elbette. Kafamı, görünen manzaraya çevirdiğimde göz ucuyla alaylı gülümseyişine baktım. Bazen mantıksız davranıyordu.

Umursamadan manzarayı izlemeye başladığımda arkamızdan gelen sese istinaden o tarafa döndüm. Seyyar bir arabada çay ve çeşitli içecekler satan adam bize beklentiyle bakıyordu. Zaten soğuk olan hava da onu daha fazla bekletmemek adına hafifçe gülümseyip kafamla onayladım.

" Çay mı getireyim ablam?"

Söylediğine gülmemek için dişlerimi sıktığımda başımı salladım. Kenan'da aynı karşılığı vermiş olacak ki adam elinde iki çayla yanımıza geldi.

Çaylardan birini elime alıp üşüyen parmaklarımı ısıtmayı denedim. Satıcı adam diğer çayı Kenan'a uzattığında, Kenan bir saniye işareti yapıp cüzdanını çıkardı. İçinden çıkardığı elliliği adama verdiğinde, adam gerektiği kadarını alıp üzerini tekrar Kenan'a uzatarak  gülümsedi.

O anlarda düşündüğüm şey bu değildi elbette. Her halükarda üzerinde olan güzelliğineydi bakışlarım. Nasıl bu kadar dayanılmaz olabiliyordu? Her hareketi nasıl bu kadar can yakıcı olabiliyordu. O Tanrı'nın favori adamıydı da benim mi haberim yoktu? İnsanın kanına girip onu günaha sevkedecek kadar yakıcıydı ve bunun farkında değildi. Ya da hayır bunun oldukça farkındaydı. Yoksa bir erkeğe göre oldukça kalın dudaklarıyla içine çektiği çayın yerinde olmak istemezdim.

Sapıttın.

İçimden yükselen sese istemsizce göz devirdiğimde Kenan'a yakalanmıştım. Harika! Deli olduğumu düşünmemesi için sebep yoktu artık. Umursamaz bir omuz silkişle çayımı yudumlamaya devam ettim.

Hafifçe sırıttığında güldüğümü ona belli etmemek adına tekrar arkamı döndüm. Manzaraya odaklandığımda daha doğrusu odaklanmaya çalıştığımda sıcaklığını arkamda hissetmeye başlamıştım. Yine oradaydı, yine benim alanımdaydı. Hal böyleyken tıpkı bir kedi gibi onun, benim alanımda olduğunu belli etmek adına üzerine tırmanıp izlerimi bırakmamak oldukça zordu.

" Kalbinin sesini duyabiliyorum ufaklık."

Üzerimde ki etkisinin farkındaydı işte. Parmakları arasında ruhumu ufalamaktan zevk alıyordu belki?

" Çok fena bir adamsın."

Erkeksi kahkahası kulaklarıma dolduğunda aynı his sarmalamıştı içimi. Onu bir cam fânusun içinde, yani göğsümün en çiçekli yerinde ömrümce yaşatabilirdim.

" Oyunbaz bir kalbin vardır belki?"

Haklı mıydı? Sanırım oldukça. Yaşıtlarım sınav stresinde, başını kitaplardan kaldırmıyordu sanırsam. Ben ise benden kat kat büyük bir adamın sevgisini ve dahasını istemekle imtihan ediliyordum. Aslında bu suç bana âitti. Ondan kaçmak yerine ona koşan ayaklarımı durduramamak benim hatamdı.

" Yaşanılanlar ve yaşanması öngörülemeyenler, kalbin hatası sadece itaattir belki?"

Söylediklerimin onu duraksattığını hissedebiliyordum. Teninin hissedemediğim her noktası, tenimin hissedemediği her noktası acıyordu. En azından bende durum böyleydi. Hani bazı danslar vardır, adının hafızamda kalmadığı.. Dokunulmazsındır, bu dansta dokunmak yok denir iki partnere de. Birbirlerini boşluktan sevişlerini izleriz. Tanımı buydu ya da buna benzer bir şeydi aramızdaki çekimin. O benim için dokunulmazdı, dokunulması yasak olandı.

VERA | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now