Medya : Yeni Türkü / Başka Türlü Bir Şey
Keyifli okumalar 🥂
***
" Özür diye gelip kendi evimizde bize mi laf yapıyorsun? Ne tür bir dengesizsin sen?"
Eylül'ün bağıran sesini duyduğumda Kenan'ı orada bırakıp hızla yanına koştum. Gözlerindeki kin ve nefretle öylece Ekrem'e bakmış bir cevap bekliyordu.
" Siz kızlarda amma alıngansınız! Ne dedim sanki?"
Eylül derin bir nefes alıp öfkeden kararmış gözleriyle Ekrem'e doğru yürüdü.
" Çabuk terket evimizi, sende özürün de yerin dibine batsın!"
Olaya müdahale etme gereği hissedip Eylül'ü kolundan kavrayarak kendime çekmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü mıh gibi yapışmıştı olduğu yere. Sinirden tüm damarlarının gerildiğini hissedebiliyordum. Elimin altında ki kolu sertleşmişti.
Kenan'ın arkamızdan geldiğini hissettiğimde ona dönüp ne yapacağına baktım.
" Yürü lan gidiyoruz. Özür diye getirdin bizi buralara yemediğin nane kalmadı."
Küfürler eşliğinde Ekrem'in yanına ulaşıp kolundan kavrayarak çıkışa doğru ilerletti. Son bir kez gözlerime bakıp kapıyı açtığında çıkmışlardı evden.
Onların çıkması üzerine Eylül salona ulaşıp koltuktan bir yastığı aldığında ağzını ona dayayıp çığlık atmaya başlamıştı. Sinirlendiğinde hep yaptığı bir şeydi bu. Yastık olmazsa çantası ve daha bir sürü eşya üzerinde uyguluyordu bu garip huyunu. Müdahale etmeden sakinleşmesini beklemek için koltuğa oturup durgun bir şekilde onu izlemeye başlamıştım.
Eylül'ün çığlıkları eşliğinde geçen beş dakikanın sonunda yorulmuş olacak ki koltukta yanıma oturdu.
" Allah'ın ayyaşı!"
Anlaşılan hâlâ dinmemişti siniri.
" Yaptığı çok yanlıştı. Kafasının içinde beyin hariç her şey var mâşallah."
Koltukta hızla doğrulup gözlerimin içine baktı.
" Nasıl bu kadar sâkin kalabildin o travesti kılıklının karşısında?"
Şaşırtıcı bir şekilde normalin aksine sessiz kalmıştım evet. Düşünceli bir şekilde kafamı cama doğru çevirip gökyüzünde uçan kuşlara baktım.
" Sanırım yine onun etkisindeydim. Yanında kavga etmek istemedim."
Bir anda kahkaha atmaya başladığında ne olduğunu anlamak ister gibi yüzüne baktım. Kahkahası bir türlü dinmezken kelimenin tam anlamıyla "mal" gibi yüzüne bakıyordum.
" İtiraf ettin."
Kesik kesik söylediği cümleyi anlamlandırmaya çalıştığımda tekrar konuştu.
" Ondan etkilendiğini itiraf ettin."
Gülmesi kesildiğinde bu sefer heyecanla yanıma sokulup gözlerimin içine beklentiyle bakmaya başladı.
