Bölüm 51 - Narkotik Değil, Organize Şube

343 42 66
                                    


Merhabalar... Bu kez arayı çok açmadan geldim sizlere. Benim için hem bir kadının dişinin olduğunu hatırlatan hem de gülüşünü anlatan bir bölüm oldu diyebilirim. Size kocaman kocaman lütfen diyerek bıraktığım şarkıyı da dinlemenizi isterim, çünkü enteresan şekilde Pera ve Dağhan'ı anlatır gibi geldi parça bana. O yüzden lütfen dinleyin... Bir Müzeyyen Senar şarkısı zaten çocukluğumun bana en güzel zamanlarını hatırlatırken Dedublüman grubunun yorumu da müthiş olmuş... 

Söylemediğim zaman tamamen unutulduğunu görerek, ki etkileşimi de hesaba katarsak zaman harcıyorum, bir beğeni, iyi veya kötü(yapıcı eleştirisel) şekilde yorumunuzu eksik bırakmayın...
Unutmadan daha hızlı haberdar olabilmek, hikayeler hakkında story, reels ve iletişime geçebilmek adına,

Instagram: BiCeruVar

------------------------------------------------

'Bu mesele burada kapanmadı sevgilim.' Çıktıkları koridorla dudaklarının arasından fısıldadığında Dağhan gülerek yandan bir bakış attı.

'Sen öyle zannediyorsun güzelim.'

Duydukları, önündeki dosyalar, karşısında rahatça oturan dört beden hiçbirine akıl sır erdiremiyordu. Öyle ki bir kağıtlar, bir de bedenler arasında dolaştırdığı gözleri durmaksızın kendini tekrar ederken Dağhan'ın uzattığı kalemle kaşları çatıldı.

'Manyak mısınız siz?' gözünün kaydığı kalemi almadan çatık kaşlarıyla bir bir hepsinin yüzünde gezdirdi gözlerini. Gerçekten deli olma ihtimalleri vardı. Çıldırmışlardı hatta Pera'ya göre.

'Beklediğimiz tepki...' Deha göz devirip omuz silkerek gülümsediğinde Pera hızlıca önündeki dosyanın kapağını kapatıp başını sağa sola salladı.

'Hepinizi, bakın hepinizi acilen tımarhaneye kapatmam gerekiyor, özellikle seni.' Dağhan'a büyüttüğü gözleriyle dönerken o çoktan kalemi masaya bırakıp rahatça arkasına yaslanmıştı.

'Neden?' Nida'nın garipser hali daha çok şaşırtıyordu Pera'yı. Öyle ki mantıklı düşünenin o olması gerekiyordu.

'Neden mi? Senin mantıklı düşünmen gerekmiyor mu? Hadi üç adam kafayı yedi, senin biraz olsun bakın arkadaşlar şirkette dört hissedarız zaten, neden büyük hissedarı iki parçaya bölüyoruz falan demen gerekmez mi?' hala üzerinden atamadığı şaşkınlıkla baktığında Nida anında başını sağa sola salladı.

'Neden diyeyim ki? Hisseler yeniden dağıtılmıyor, Dağhan'ın hissesi, onun kararı. Biz bunu zaten oturup konuştuk, eşi olarak hisselerinin bir kısmını sana devretmesi çok makul bir düşünce, hayatına ortaksın zaten, hisseler çok konu edilecek bir husus değil.'

'Arkadaşınız, şirketi beraber kurduğunuz adamın yüzde kırk hissesinden bahsediyoruz, şaka mı bu?'

'Hala son kale o, benden, Nida'dan, senden, Deha'dan daha fazla hissesi hala var. Niye şaka olsun ki, ayrıca sende boş değilsin, tamam belki Dağhan'ın hisselerinin bu kadarını alamazsın ama yine de kendin alabilecek potansiyelin var, gerçekçi olalım' Pamir'de bu furyaya katıldığında Pera dudaklarını birbirine bastırarak bakışlarını Dağhan'a çevirme ihtiyacı hissetti ama adam o kadar umursamaz duruyordu ki sanki bitir itirazlarını da gidelim der gibiydi.

'Sen böyle bir şeye neden kalkışıyorsun ki? İstemiyorum hisse falan, ortaklıkta istemiyorum, bütün bunlar saçmalık. Ben bu şirkette halkla ilişkiler müdürüyüm. İhtiyacım yok.'

BUTİMARWhere stories live. Discover now