Bölüm 15 - Değecekse, Yanalım

558 57 43
                                    

Merhabalar pandispanyalarım... Gıcır gıcır, mis gibi bir bölümle yeniden aranızdayım. Hepinize keyifli vakitler.

Bir de bilginiz olsun hikaye hakkında haberleri instagram üzerinden de veriyorum...
instagram: BiCeruVar

 instagram: BiCeruVar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Gece tüm hızıyla devam ederken Pera mutfağa göz atmaktan geri kalmamıştı. Ensar beyin eline tutuşturduğu şarabı tepesine diktiğinde bir anda yenilenmesiyle gözleri fal taşı gibi açıldığında itiraz etmesine bile zaman olmayışına boyun bükmekle yetindi. Mutfakta da bir sıkıntı olmadığını gözleriyle gördüğünden ve gecenin ortalarını çoktan geçmiş olmalarının rahatlığıyla elindeki kadehi bırakmadan dışarı çıktığında gözleri Deha'nın odaya iteklercesine girdirdiği Dağhan'ı bulduğunda kaşları istemsizce çatıldı. İçinden kaç dua edebilirse o kadar etmeye çalışıyordu. Herhangi bir şekilde yumrukların havada uçuşmamasını istemekten başka çaresi yoktu. Kaldı ki eğer uçuştuysa fırsat bu fırsat diyerek kendisi de ortalığı karıştırırdı. Madem rezillik, bari tam olsun derdi en nihayetinde. Girdikleri odanın kapısını vurup araladığında ise gözleri şaşkınlıkla açılmaya başladı.

'Bırak Deha. Gelmişini geçmişini sikerim ya o herifin! Bıraksana oğlum!'

'Abi bir dur ya!' odaya girmelerine rağmen hala Deha Dağhan'ı tutuyor, Dağhan ise bildiği ne kadar küfür varsa savurmaktan geri kalmıyordu. Hızlıca odaya girip kapıyı örttükten sonra iki adamın da gözleri kendisine dönebilmişti. Haliyle edeceği küfrü de yutmak zorunda kalmıştı Dağhan.

'Pera, bir iyilik meleği olarak abimi sakinleştirsen? Bende içeri baksam?'

'Yumruk, tokat, bağıra çağıra küfürler falan ortalıkta gezindiyse ben içeriyi toparlayayım.' Emin olamamanın verdiği tedirginlikle mırıldandığında Deha anında başını sağa sola salladı.

'Yok yok, baban sağ olsun tam zamanında müdahale etti. Siz sakinleşince gelirsiniz.' Yorumuyla beraber odadan çıkakken kapının ardından gülerek başını uzatıp Pera'ya abisini işaret ederek devam etti konuşmasına, 'Düşündüm de, sakinleşmeyecek olursa vur kafasına bir şeylerle, bayılsın.' Pera gülümseyerek başını sallamıştı ki gözden kaybolan Deha'yla kapıya yönelen Dağhan'dan sinyali aldığı gibi anında kilidi çevirip anahtarı aldı.

'Açar mısın şu kapıyı. O herifin ağzını burnunu dağıtmadan rahatlamayacağım ben. Suratını asfalt gibi dümdüz edeyim de dünya kaç bucakmış.'

'Sakinleşelim mi önce?'Pera ellerini havalandırarak mırıldandığında Dağhan sinirli soluklarına dur durak vermeden devam ediyordu.

'Sakinleşmek istemiyorum. Babam olacak o müsveddeyi paramparça etmek istiyorum.' Çenesinde ve alnında sinirden atan kasları net bir şekilde görünüyordu, gerçi bunlar görünmese de belerttiği ve nevri dönmüş gözleri açıklardı durumu. Bir an düşündü Pera, acaba gerçekten de adamın tek koluyla dahi kaldırabileceği bünyesinin burada olması etki eder miydi? Gerçi belki fiziksel olarak Dağhan'la kapışamazdı ancak psikolojik savaşta usta olan kendisiydi. Tabi Dağhan mantıklı düşünüyor olabilseydi çok daha iyi olurdu.

BUTİMARWhere stories live. Discover now