Bölüm 23 - Biz Kadınlar

519 52 40
                                    

Selamlar pandispanyalarım... Sizlere yeni bir bölümle yine gecenin bir vakti (01:40) gelmiş bulunmaktayım... Umarım tüm ama tüm stresinizi azaltacak, gününüzü güzelleştirecek bir okuma olur sizler için.
Beğeniyi bir kenara bırakalım ama beni lütfen yorumsuz bırakmayın...
Daha fazla detayda haberdar olmak ve iletişime geçmek için,
instagram: BiCeruVar

'Olmamış gibi silip atmanı sağlayamam ama burası-' işaret parmağını usulca başına dokundurduktan sonra indirip sol göğsünün üzerine de yerleştirdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'Olmamış gibi silip atmanı sağlayamam ama burası-' işaret parmağını usulca başına dokundurduktan sonra indirip sol göğsünün üzerine de yerleştirdi.

'Ve burası iyi olsun diye elimden geleni yapacağım.' Mırıldanmalarıyla Pera başını sakince salladığında çekip şakağına dudaklarını bastırmayı da ihmal etmemişti ki kadın zorlukla gülen haliyle ayrılarak baktı adama.

'Sağ.'

'Ne?'

'Sağ tarafta kalbim, solda değil.' Dün gibi hissettiği acısına rağmen gülerek konuştuğunda Dağhan aldığı tepkiyle dudaklarını sıkıca birbirine bastırıp gülümsedi. Bir yok oluşun içinde savrulmak belki de hiç var olmamaktan daha iyiydi. Kırık kırgınlıkların olduğu yaşamın içerisinde kanatları parça parça olmuş bir kuşu ehlileştirmek ne kadar zorsa insan içinde geçerliydi aynısı. Bu yüzdendi ki bir butimar edasıyla muhtaç olduğunu kendinden sakınırdı yaşayan. Dokunduğu an yok olacak, bir yudum aldığında tükenecekmiş gibi hissettiği o koca okyanus delicesine hem kendisini çeker hem de bir o kadar ürkmesini sağlardı. İnsan denilen yaşardı ancak korktuğu kadar var olabilirdi.

Yola çıktıkları dakika itibariyle kenetlenip ayrılmayan parmaklarına baktığında titrek bir nefes alarak gözlerini kapattı. Sabah oldukça erken kalkmış kısa bile olsa koşuya çıkmış, evi toparlamış, çantasını hazırlamış, Elfe'yle de uğraşmaktan da geri kalmamıştı. Geçtikleri caddeleri o kadar iyi tanır haldeydi ki izlemek bir yana sadece güzel bir uyku çekmeyi diliyordu. Havaalanına iner inmez Deha'nın büyük bir özenle hazırlandığı da kiraladığı araçların zaman kaybetmeden önlerinde bitmesinden anlaşılmıştı zaten. Pamir, Nida, Elfe ve Deha diğer arabaya bir cümle dahi kurmalarına izin vermeden yerleştiklerinden beri başlayan yolculukta da sadece aracın içini müzik sesi doldurmuştu.

Bazen iyi gelirdi sessizlik, kimseden bir kelime duymamak, kalp atışlarını hissetmek ve hala yaşadığının bilincine varabilmek insanın bulup bulabileceği en güzel an olur çıkardı. Elini sıkı sıkıya kavramış adamın omuzuna başını yerleştirdiğinde Dağhan gözlerini yoldan çekmeden saçlarının arasına dudaklarını bastırmayı ihmal etmedi. Normalde olsa kesinlikle böyle bir durumu kabul etmeyecek, hatta türlü bahaneler üreterek beraber tatil yapma fikrinden insanı soğutabilecek Pera buradaydı işte. Bu kez işini düşünerek itiraz etmemiş, kaçmamış, bahane bulma zahmetine girmeyip, candan bezdirme kanunlarını devreye sokmamıştı. Kendinden uzaklaştırmamış, varlığını gizli bir devlet sırrıymış gibi sakınmamıştı.

BUTİMARWhere stories live. Discover now