Kartal bey, Kuşçu, Cahit bey, Kağan Tekin, Bulut Arslan ve Serhat bey sadece Sahra Demiral'a odaklanmışlardı. Sadece onu dinleniyorlardı. Genç kız hiçbir şekilde bir falso vermek istemiyordu. Sesi dahi titrememeliydi. "Git dışarıda bul babanın katilini küçük kız. Burası ticaret masası! Hiçbir şeyden haberin dahi yok. Sen eline bir kere olsun oyuncak tabanca dışında silah aldın mı ? Biri sana silah doğrultsa, altına işersin, gelmiş burada katil bulamaktan, ticaret yapmaktan bahsediyor"

Sahra bir anda belinde ki silahı çıkarıp Serhat beyin kulağının dibinden geçecek şekil de ataş ederek karşısında ki insan heykelinin alnından vurdu. Kağan hariç hepsi şaşkınlıkla bakarken, Sahra yarım dakika içinde elinde ki silahı hızlıca söküp, tekrardan birleştirdi. "Oyuncak tabanca sanıp sizi yanlışlıkla alnınızdan vurabilirdim. Eminim masada ki herkeste mazur görürdü bunu ." Sahra silahı beline taktıktan sonra, ellerini masaya koydu ve Cahit bey'e dikti gözlerini.

"Bu masada babamın vekili olarak oturmak istiyorum. Beni küçümsemekten vazgeçmezseniz, daha sert bir dille konuşurum. Hiç kimse bir kadın olduğum için, bu işleri yapamayacağımı düşünmemeli." Bu masadakilerin kendisini ciddiye almadıklarının farkındaydı Sahra. Ama şu zamana kadar iyi gelmişti ve onların bakışlarında ufakta olsa normalleşme görmüştü.

"O halde Sahra Demiral için oy kullanma vakti. Bu masada her şey oylanır Sahra hanım." Cahit beyin sözlerinden sonda, Kağan elini kaldırarak. "Ben onaylıyorum"

"Sen biliyordun değil mi masamızın Brad Brad Bitt'i. Sonuçta sen ve Turan, Meteyle sıkı dostsunuz. Bende öyle olduğumu düşünmüştüm ama demek ki yeterince güvenmemiş bana''

"Konumuz bu değil Kuşçu. Şu anda bir oylama yapıyoruz."dedi Kağan istifini bozmadan.

Cahit bey de elini kaldırıp "Bende onaylıyorum" dedi. Sahra Kağan'ın söylediklerini düşündü o anda. Masada Kartal bey ile Bulut'un arasının iyi olduğunu söyledi. Yani Bulut onaylarsa Kartal da onaylardı. Serhat ise bağımsızdı, Kuşçu da belli ki sevmişti kendisini, üstelik eskiden bir bağları varmış, hatırlamasa da Sahra.

"Yüz milyon dolar koyabilecek misin masaya? Yeni üyeler para koyar masaya!"

"Serhat'ın dini imanı paradır. Para için anasını bile satar"

"Abartma Kuçşu! Anamı satamam.''

''Öteki dünyadan buraya getiremezsin tabi kadını. Babanı satarsın sen babanı''

Sahra nereye düştüğünü anlamaya çalışıyordu. Hepsi ciddi ciddi konuşuyordu ancak espride yapıyorlardı. Espri yaparken bile, her an birinin kafasına sıkacak modadaydılar.

"Şu an ki kurla mı koymam gerekiyor?"diye sorduğunda, hepsinin bakışı yine alaycı bir ifadeye büründü. Sonra Kağan'ın söyledikleri aklına geldi.Vekil olarak oturduğu için bu parayı koymaya bilirdi.

"Bir dakika, masaya yeni oturan kişi bu parayı verir. Ben babamın vekili olarak oturuyorum. Bu parayı vermek zorunda değilim"

"Aldın mı cevabını?" diyerek güldü Kuşçu ve hemen elini kaldırdı. Kağan, Kuşçunun da onaylayacağını söylemişti. Çünkü Mete Demiral ile arası iyi olan, hatta dost olan kişi oydu. "Bende onaylıyorum. Yakın zamanda dostumu kaybettim ve elbette onun yadigarına bu masa sahip çıkacak"

"Benim sahip çıkılmaya ihtiyacım yok. Herkes bu masada birbirine nasıl davranıyorsa, bana da aynı şekilde davranılmasını isterim. Kadın olduğum için bir ayrıcalık beklemiyorum"

"Pek bir cesursun. Normal şartlarda bu masaya elin ayağın titremeden oturmak kolay değildir" Kartal beyin sözleriyle, Sahra tebessümle teşekkür etti. "Bulut, pek bir sessizsin sen. Kağan'a masanın Brad Bitt'i dediğim içinse eğer alınmana gerek yok. Bir ara ikinizden en çok hanginiz yakışıklı onu oylamaya sunarız, karara varırız"

SON NEFESİME KADARWhere stories live. Discover now