BÖLÜM 62- BAM GÜM!

10.6K 362 117
                                    

&&&&&&

&&

((Bir günlük gecikme için üzgünüm. Bazı şeyler oldu ve yazacak fırsatı bulamıyorum. Önümüzdeki cts bölüm olmayacak. 9 Nisan bi sıkıntı olmazsa yb gelecek. Ama hiç sıkıntı yapmayın çünkü bölüm ölümüne uzun. Zaten iki haftalık bölüm attım. Böyle bölümleri yazarken çok zorlanıyorum. Beğeni yıldızınızı görürsem ve çooookkkkkk YORUM paslarsanız kalemim hızlanır gençler. Mutlu olurum falan, az güleyim be ihtiyacım var:))

_Buyrun o zaman_


AVCI


Saat gece bire geliyordu. Gevşettiğim kravatımı fevri bir şekilde çıkarttım boynumdan. İçki içmek istiyorum ama son yediğim halttan sonra buna cesaret edemiyorum bir türlü. Ama başım çatlıyordu, davul çalıyorlar sanki içinde! En iyisi çalışma işini bırakmaktı. Lisa'yı düşünmemek için bir dakika, bir saniye durmamıştım. Tüm gün kendimi meşgul etmiştim de, ah şu geceler yok mu insanı dert sahibi eder... Neden şimdi boş eve gidip soğuk yatağa gireyim ki ben? Onun bana sığınan bedeni, çeneme boynuma değen ipek gibi saçları, nefis kokusu ve çıldırtıcı teninin olmadığı bir yatağa neden giriyorum?

Cevap koca bir hiç!

Beni hala kabul edemiyor. Onu anlayamıyorum bir türlü. Ne yaşadın Lisa, demek istiyorum ama sırası değil. Kaan meselesini sormak istemiyorum, en azından bir fırtınada onu kaybetmeyeceğimden emin olana kadar. Beni tam anlamıyla sahiplendiğini bilmeye ihtiyacım var. Hala alışamadı bana, uzak davranıyor. Ben ne kadar gelirsem o kadar yakın oluyoruz. Çok inatçı, korkusunu yenemediğinin farkındayım. Kör kütük inanmaz bana biliyorum, herkese karşı güvensiz o. Kimseye göstermediği o kız çocuğunu görüyorum. Ve o kızın elini bırakmayacağım. Derdi neyse çözeceğim, yanında olacağım. Tıpkı söz verdiğim gibi... Ben, onunla her şeye varım!

Ben bu kadına aşığım! Ne yarası varsa saracağım, dikenlerini tek tek ayıklayacağım. Hepsini bana batırsada... Biraz uzaklaşmaya çalıştım çünkü düşünemiyor. Düşünemedikçe kafasında kuruyor ve benden uzaklaşıyor. Korktum! Çok korktum o sabah ki halinden!

Onun izniyle ona dokunabildiğimden beri sabrım buhar olup uçtu. Bana yetmiyordu bu kadın! Kırıntıyla doyacak durumda değilim ama ona da razıyım. Onu o kadar özledim ki, çıldırmak üzereyim yalnızlıktan! Ona doyamamıştım ki zaten kaybettiğimde... Şimdi o yanımdaydı ve onu içime çekmek istiyorum. Onu defalarca kez benim yapmak istiyorum. Bana gülümsediğinde kalbim patlayacak sanıyorum mutluluktan. 'Cesur' dediğinde kalbimin ortasında bir yer titriyor, onu alıp içime sokasım geliyor. Ama o böyle hissetmiyor değil mi?

Duyguları çok değişken, bir türlü ondan emin olamıyorum. Senden başkası bana dokunamaz dedi ama ona dokunduğum için benden hoşlanmıyor gibi davrandı ertesi gün. Sabah ona dokunduğumda nasılda kasılmıştı. Uzaklaşmak istedi benden. Gördüm evet kör değilim, vücudunda izler bırakmıştım. Ama ona zarar vermek için değil, zevk vermek için var o izler. Bir bakire gibi sıkıydı, parmağımı bile zor aldı. Kaslarının ağrıması normal bir durum. Belki biraz sert davranmış olabilirim ama tek istediği buydu. Canı yanmıyordu o an, sadece zevk alıyordu. Ve bana yalan söylediğini öğrenmiştim. Hem sinirliydim, hem mutluydum, hem de aşırı tahrik olmuştum çünkü parmağımı kendi isteğiyle orasına koymuştu. Ona bunu yapmamı istemişti. Ve ona bunu tek yapan erkek bendim, beni beklemişti. Bu düşünce beni delirtti. Üstüne üstlük çok fazla ıslanıyordu. Bu kadar sulanması arzumu ikiye katlıyordu. 

Benim Kelebeğim o kadar güzel bir kadın ki, ona özenmek istedim. Yavaşça, güzelce sevmek istedim her zerresini.  Bana dokunmasını,  karşılık vermesini falan beklemedim bu sırada tabi ki, öylece bana saldırmayacaktı. Sorun değildi, ben her şeyi yapabilirdim ama kendini sürekli sıkıyor ve asla bana bırakmıyor. Ertesi günde yabancı gibi davranıyor. Sanki onu kandırıp taciz etmişim gibi! 

GECENİN FAZ'IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin