BÖLÜM 0- BAŞLANGIÇ

43K 616 282
                                    

Başlangıç, 0 noktasından geçermiş...

Marmaris, İçmeler, 2011

10 yıl önce...

&

Aynadaki yansımama bakarken içim içime sığmıyordu. 17 yaşındaysanız ve en yakın arkadaşınızla tatile geldiyseniz kesinlikle mutluluk hissettiklerinizi karşılayan bir kelime olmazdı. Ağustosun son sıcak ve yakıcı günlerindeydik. Maalesef ki tatilimizin son gecesiydi.

"Kızım bu gece bizim gecemiz olacak! Çünkü bu son gün ve bu gece bir şeyler olmalı artık!'' dedi zıplayarak en yakın arkadaşım Tutku. Kardeşim yoktu, tektim. Tutku benim olmayan kardeşim gibiydi. Beşikten mezara bir dostluktu bu.

Arkadan yaklaşmış aynaya bakmaya çalışıyordu. Mini eteği ve kıvırcık saçlarıyla yine bir afet-i devran olmuştu. Gözlerimi devirdim lafına. Hiç vazgeçmiyordu. Erkeklere düşkünlüğü yüzünden çoğu zaman başımızı belaya sokmuştu.

''Daha iyi bir mezuniyet hediyesi olamazdı. Çok iyi vakit geçirdim." Diye devam etti.

"İtiraf etmek gerekirse lise mezuniyet hediyemiz gerçekten de iyiydi. Bitmesine üzülüyorum." dedim dudaklarımı bükerek.

Babama dedemden kalan bir şirket vardı. Durumumuz oldukça iyiydi. İşleri büyütmüş ve yurtdışına açılmıştı. Asla durmayı bilmezdi babam. Hep daha fazlasının peşindeydi. Annemse tatil ve alışveriş alışkanlığını bırakamazdı. Onun isteklerini karşılamak babam için oldukça zordu. Bu iki doyumsuzun arasında ben var olma çabasındaydım sadece. Beni görsünler diye yaşıtlarımın aksine köpek gibi ders çalışıp birincilikle bitirmiştim liseyi. Ödülüm de bu olmuştu işte, bir haftalık Marmaris tatili ve bolca para. Öyleyse umursamaz olma vaktim gelmişti artık. Benden beklenen buydu, daha fazlasını istememeliydim.

Kalbimi bugün derinlerde bir yere gömecektim. Şiirlerimi, şarkılarımı, melodilerimi, gülümsememdeki derinliği bugün öldürecektim ben. Yarın bambaşka bir Lisa açacaktı gözlerini dünyaya. Ben Lisa Yıldırım bu gecenin sabahına duygusuz olarak uyanacaktım. Artık annesinin küçük kızı ve babasının prensesi olmayacaktım.

"Üniversite mezuniyetinde bunu beşe katlamalıyız." Tutku'nun sesiyle irkildim ve annemi babamı düşünmeyi bıraktım.

Yarın uçakla yurtdışına gidiyordum. Orada okuyacaktım üniversiteyi. Kim bilir mezuniyet zamanımız nasıl olurdu Tutku'yla. Ama bunu sesli söylemedim. Sadece anı bozmak istemedim. Geleceğin getireceği sorunları bir kenara bırakıp şimdiye odaklandım. Bu gece bizim gecemiz olacaktı, bu konuda Tutku'yla hemfikirdim.

Tutku beni itip aynaya eğilmiş kırmızı rujunu sürüyordu. Bu sanattı Tutku için. Adını benliğinde gösterme şekliydi. Bu kız kırmızıydı. İçi gibi dışı da öyleydi. Bana uzattı kırmızı rujunu işi bitince. Hep yaptığım gibi başımı hayır anlamında salladım sağa sola.

"Kızım biraz makyaj yapsan ölür müsün? Büyük erkeklerin dikkatini bu kadar masum görünürken çekemezsin." dediğinde omuz silktim.

"Büyük erkek takıntısı olan sensin. Ben belki yaşıtım birini bulurum bu gece."

"Kızım tecrübesiz olur yaşıtın. Ne bekleyebilirsin ki?"

"Ne beklemen gerektiğini biliyor gibi konuşma Tutku. Sende benim kadar sıfırsın."

"Sana izlettiğim şeyleri çabuk unuttun herhalde. Nasıl yapıldığını biliyorum."

Ah, o izlediğim iğrenç şeyleri nasıl unutabilirim ki! Ben öyle şeyler yaşamasam da olur. Hatta yaşamayayım!

GECENİN FAZ'IWhere stories live. Discover now