BÖLÜM 58- BORNOZ VAKASI

10.7K 385 195
                                    

"Çünkü o gün biliyordum artık.
Onsuz yaşayamazdım.
Saçının her teline aşığım onun. 
Ağzına.. Bedenine.. Her şeyine, her şeyine.."

📖 Ay ışığı sokağı, Stefan Zweig

&&&&&

&&

((Gençler bir takım sebepler yüzünden  bölümü ikiye bölemedim. 2 bölüm uzunluğunda, oku oku bitmeyebilir:D Alışkanlık yapmasın diye belirtiyorum.  Yorum bırakın, iyi gidiyor mu? Akıyor mu böyle?:))

((ÖNEMLİ başka bir husus, beyaz arka planda vurgularım belli olmuyor. Hem gözün daha az yorulması hem de dikkat çektiğim yerlerin daha iyi anlaşılması açısından siyah arka planda okumanızı tavsiye ederim.)) 



Kafama kadar komple kapattığım örtüyü indiremedim bir türlü.

Dün gece ne oldu?

Birisi bana anlatabilir mi?

Ben çok sinirliydim. O geldi, biz tartıştık. Sonra kek ve arada geçen o tarifsiz öpüşme...

Arada falan değil Lisa! Dakikalarca ayrılmadı ağzından adam!

Sonra koltukta konuşuyorduk biz. Yani buna eminim ama bir anda... Off!

Söyleyemiyorum bile! Bana ne oluyor böyle? Ne zamandan beri utangaç biri oldum ben?

Adamı istiyorsun değil mi, aşıksın ona?

Evet.

Peki o seni istiyor mu, aşık mı sana?

Evet.

Sorun ne o zaman? Kocaman bir 'ama', sorun!

Amalar birleşti köprü oldu. Geçiş de çok pahalı... Nasıl geçeceğim kazasız belasız burdan ben?

Yatakta bir sağa bir sola dönüp evirip çevirdiğim gecenin anıları benden soyutlaştı. Sanki o geceyi ben yaşamamıştım da dışarıdan izlemiştim. Şimdi de izlediğim tüm o sahneleri duygularıyla birlikte hatırlıyorum, hepsi bu. Sanırım böyle düşünmek kolay olandı. Gerçekler çok rahatsız ediciydi. Kendimi tuhaf hissediyorum.

Dudaklarının tadı... Teninin sıcaklığı... Kokusu... Bana yaptığı o şey...

Gözlerim kapanmış, elim dudaklarımda gezinirken nefeslerim inanılmaz hızlanmıştı. Bir anda gözlerimi açıp içine düştüğüm şehvaniyetten kurtulmaya çalıştım. Yataktan sıçradım. Sabahlığımı giyerken telefonum öttü. Titrediğini farkettiğim elimi uzattım komodine.

"Günaydın güzellik, sonunda uyanabildin. Bir saat sonra hazır ol, seni bir yere götüreceğim."

Mesajı iki kere okudum. Sonra inanamayıp üçüncü kere okudum. Onun hiç bir şeyi değilken bile buyurgandı. O zaman da evimi dikkatle izlerdi. Şimdi böyle emrivaki yapması beni şaşırtmamıştı. Cevap yazmaya başladım.

"Cesur bir yere gitmek istemiyorum. Kendimi iyi hissetmiyorum." Mesajıma karşılık direk aradı beni. Derin bir nefes alıp açtım.

"Neyin var? Hasta mısın?"

Elimi boynuma götürüp ovuşturdum. "Bilmiyorum, öyle gibiyim. Halim yok."

"Doktora gidelim mi?"

"Hayır, evde kalıp biraz dinlensem yeter."

GECENİN FAZ'IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin