BÖLÜM 2- AVCI

13.1K 385 77
                                    

Bölüm şarkısı: Ufuk Beydemir_ Yüreğimdesin

&

Tutku Şahin'den

İşyerinden çıktığım gibi Lisa'nın evine gittim. Bugün kriz geçirmişti ve şu an iyi olmadığına eminim. Tekrar kriz geçirme ihtimaline karşı yanında olacaktım. Evine vardığımda yedek anahtarımla kapıyı açtım ve hemen odasına yöneldim. Merdivenlerdeki kıyafetleri görünce korkuyla koşmaya başladım. Odasına daldım. İçeride değildi.

"Lisa! Neredesin?"

Banyosuna girdiğimde onu suyun altında öylece dururken buldum. Kim bilir ne zamandan beri öyleydi. Kahretsin! İzin alıp erken çıkmalıydım. Onu havluya sarıp yatağına götürdüm. Bir iki soru sorsam da cevap vermedi. Donuktu. Anladım ki "Kumralımı" dinlemiş. Krizi ancak böyle durduruyordu. O şarkıyı dinleyince o anlık mutlu oluyor ve krizi bertaraf ediyordu. Sonra da bu hale geliyordu işte.

Onu giydirip yatağına yatırdım. Mutfağa inip bulduğum meyveleri sıkıp bir bardak hazırladım. İlacını da alıp yukarı çıktım. Zorluk çıkartmadı. İçti ikisini de sonra elimi sıktı ve uzandı. Biliyorum arkadaşım, biliyorum teşekkür ediyorsun. Konuşacak durumda değilsin. Gözlerini kapattı. Bende koltuğa geçtim.

Derin bir nefes alırken izledim onu. Lisa burda değildi. 10 yıl önceye gitmişti yine. Eğer o çocuğu gözümle görmemiş olsaydım Lisa'nın yaşadıklarını uydurduğunu söylerdim. Bu nasıl bir aşk? Aklım almıyor benim!

Kim tek gece geçirdiği birini on yıl beklerdi, onu unutmazdı? O çocuğun Lisa'ya nasıl baktığını gördüm. Evet Lisa'dan hoşlanmıştı, çok hem de. Ama o çocuğun Lisa'yı hatırladığını ya da aradığını hiç düşünmedim. Her ne kadar Lisa'ya söylemesem de böyle düşünüyordum. Can simidi gibi o çocukla yaşadıklarına tutunuyordu. Ondan vazgeçmiyordu çünkü yaşadığı duyguları tek hissettiren o çocuktu.

O tek gece bir milattı. Her şey o günden sonra başlamıştı. Okula başladığında kültür farkından dolayı uyum sağlayamamış, bir gruba ait olamamıştı. Tek bir arkadaşı vardı orda sürekli görüştüğü o kadar. Maalesef o çocukta karşılıksız bir aşkla bağlıydı Lisa'ya. O iyi yürekli arkadaşının duygularına karşılık veremediği için ayrı, Marmaris'te ki genç için ayrı acı çekmişti. Tüm bunlar yetmiyor gibi o güne kadar ailesinden doğru dürüst sevgi görmemiş arkadaşım orda ailesini kaybetmişti. Hem de kaza falan değil, intihar!

 Yabancı bir ülkede bir anda ailesiz kalmıştı...

Ailesine yaptıkları seçim yüzünden öfkesi hiç bitmemişti. Ölüme üzülürsün, yas tutarsın. Benim arkadaşım uzun yıllar öfke nöbetleriyle hastanede geçirdi hayatını. Hele mahkeme dönemleri korkunçtu. Şu ansa durumu daha iyiydi. Evlendikten sonra düzenli bir hayatı olmuştu ve bu iyi gelmişti.

Hastalığının dönüm noktası olan o günü unutamıyorum. En büyük korkum o hale tekrar gelmesi.

3 yıl önceydi. Türkiye'ye geri döneli bir sene olmuştu. O sezonun yazında tatile gitmek istedik ve o Marmaris'e gitmek istemişti. O çocuğu unutamadığını elbette biliyordum ama derecesini bilemezdim. Telefon ve bilgisayardan görüşmüştük yıllarca. Ben her sene bir defa yanına giderdim onun o kadar. Ve tamam dedim. Böyle olacağını bilseydim der miydim?

Marmaris'te yıllar önce kaldığımız oteli buldu, aynı odayı ayırttı. Orda kaldığımız iki üç gün boyunca o çocuğun izini aradı. Ama 6 yıl olmuştu kimse hatırlamıyordu. Zaten nerde nasıl arayacağını da bilmiyordu. Her şey üçüncü günün gecesi olmuştu. Kordon boyunca yürüdük ve ateşin başında oturduğumuz sahili buldu. Hafızasına hayran kalmıştım. Bir içki alıp oturduk kumlara. Bir bardak içti içmedi tuhaf konuşmaya başladı.

GECENİN FAZ'IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin