"Rawoon, vaziyetini düzgün al, nereye vuruyorsun?"
Yanlış koyduğu ayağına hafifçe vurup düzgün durmasını sağladım ve ellerimi arkamda birleştirip onu izlemeye devam ettim.
Tam da Jeongguk'umun istediği gibi bir kız olmuştu Rawoon'um. Sert bir omega, huysuz ve fazlasıyla sinirli.
Benim gibi.
Nabom'dan bile daha hırslı ve acımasız.
O benim askerim.
"General, kendimi iyi hissetmiyorum."
Yanına yaklaşıp ellerimi alnına koyduğumda hissettiğim ısıyla gözlerim büyüdü. Bakışları fazla mayışıktı, iki elimi yanağına bıraktığımda kokusu doldu burnuma.
Tatlıydı.
Bebeğim ilk kez kızgınlığa giriyordu.
"Rawoon'um, kızgınlığa giriyorsun bebeğim, evimize gidelim."
"Baba, daha, daha erken değil mi? Hem, ne yapacağım ben?"
"Değil bebeğim, on dört, on beş yaşlar bunlar için ideal. Abin girdiğinde nasıl ona anlattıysak sana da anlatacağız. Korkmana gerek yok, hadi evimize gidelim. Jeongguk baban sana neler yapman gerektiğini anlatır. Hadi güzel bebeğim."
°°°
Feromonlarımı yoğunca kullanarak kızımı eve götürdüm, birinin bakması bile delirtirdi beni. Kokusunu bastırdığımı fark ettiğimde derin bir nefes verdik, verandadayken kapı açılmış, Jeongguk'um parlayan gözlerle Rawoon'umuza bakmıştı.
" Benim bebeğim genç kız olmuş?"
İçeri girdiğimizde hemen kızımızı oturtup su getirdim, kana kana içmişti.
"Bastırıcı kullansam olmaz mı?"
"İlk kızgınlığını bastırman vücuduna zarar verir bebeğim, bırak da olması gereken olsun. Biz sana yardımcı olacağız güzelliğim, tamam mı?"
"Kokum, size çekici geliyor mu?"
"Hayır güzelim, çok tatlı geliyor. Seni ısırıp yemek istediğim kadar tatlı. Sen benim evladımsın, kokun ne bana, ne de Jeongguk'a çekici gelir."
Yanaklarını bir sürü öpüp göğsüme çektim minik bedenini, parmakları karnımda hayali çizgiler çiziyordu. Saçlarına dudaklarımı bastırdım, ardından yanağımı yasladığımda bana biraz daha sokuldu.
Dediğim gibi, Rawoon sertti. Duygularını belli etmez, canı yandığında bana gelip dertlerini anlatmaz ya da acısını paylaşmazdı. Şimdi bu halleri hoşuma gitmişti.
Ne kadar sevsem, kârdı.
Biz orda öyle dururken yanımıza Taegguk gelmişti gözlerini kaşıyarak.
"Babiş."
"Gel bebeğim."
Rawoon çekilmeye çalıştığında izin vermeden Taegguk'u da çektim kucağıma.
"Niye uyandın bebeğim, okuluna henüz vakit vardı."
"Bilmem, uyanasım geldi."
"Bilmiş bebek seni, nasıl da konuşuyor bak!"
Ben öpüp gıdıkladıkça bebeksi kıkırtıları hepimizi mutlu ediyordu.
