-3.0-

16.2K 1.1K 608
                                    

2,5 yıl sonra

°°°

"Günaydın bir tanem."

Bora beşiğine tutunup ayaklanmış, odaya geldiğimi görünce de kollarını bana uzatmıştı.

"Baba, baba, baba, baba!"

Dizlerini kırarak yerinde hoplayıp durmuştu, beni tatlı krizlerine sokuyordu minişim.

Saçları yeni uyandığından darmadağın olmuştu, üzerindeki pijamasını düzeltip bebeğimi kucağıma aldım. Dudaklarını boynuma bastırıp kendince öpmüştü beni, ben de kıvır kıvır siyah saçlarını düzelttikten sonra başının arkasından tutup alnına yumuşak bir öpücük bırakmıştım.

"Jungoo'yu uyandıralım mı oğlum?"

"Evet!"

Bebek sesi ve peltekliğiyle dişlerimi birbirine bastırıp yavrumu kendime iyice çekip sıkıca sarıldım, başımı omzuma yaslayıp kısa kollarını boynuma sarmaya çalışmıştı. Bana çok düşkündü, yanından ayrılmamı hiç istemiyordu. Kışlaya gittiğimde peşimden ağlıyor, geleceğim saati sezip verandayı gören camın önünde eve gelmemi bekliyordu. Jeongguk'um da bu süre içinde okulunu bitirmişti ve şifacılığa başlamıştı.

Bora'nın odasından çıkıp yatak odamıza girdiğimizde Jeongguk'um hâlâ huzurla uykusuna devam ediyordu. Bebeğimi yatağa bırakıp diğer tarafa uzandım, Bora Jeongguk'un sırtına çıkıp oturup kalkmaya başladı.

"Baba, baba, baba, baba, kalk, kalk!"

Miniğim tebessümle uyanıp bebeğimize dikkat ederek dönmüş, oğlumuzu ortaya yatırdıktan sonra elini yüzünü yıkamak için kalkmıştı. Geri geldiğinde hâlâ daha uzanan bebeğimizi kendine çekip öpücükler bıraktı her yerine.

" Günaydın biricik alfam, günaydın yıldızlarımın ışığı, günaydın sabah güneşim, tatlı çilem, canımın içi."

Bebeğimizin kıkırtılarıyla ben de gülüp saçlarıyla oynamaya başladım. Bora gerçekten Jeongguk'a benziyordu. Minik dudaklı, koca gözlü, tavşan dişli bir Jeongguk'um daha olmuştu. Ama bebeğimin yüz hatları eşimi andırdığı kadar benim sertliğimi de andırıyordu. Çene hattı şimdiden hafifçe de olsa şekilliydi, kaşları karakteristik ve sertti, saçları yumuşacık olsa da kuzguni bir siyahtı ve benimkiler gibi kıvır kıvırdı. Vücudu kuvvetliydi ve alfa olduğunun farkındaydı. Irk sisteminde benden aşağıda olduğunu, ama Jeongguk'tan da yukarıda olduğunu biliyordu. Ama biz bebeğimizi böyle büyütmüyorduk. Aramızda güç farkından başka bir şey yoktu ki benim omegam bana güzel bebekler verebiliyordu.

Bora'm gittiği okulda onu almaya gittiğim zamanlarda auramla çocukları ağlatırken o benimle şapşal şapşal oynayabiliyordu, benden çekinmiyordu, korkmuyordu, ki bu benim içime sular serpiyordu. Bebeğimin benden korkması, en son isteyeceğim şey bile değildi.

"Babiş, krep yapar mısın bize?"

Bebek sesiyle konuşup dudaklarını ileri büzdüğünde ağzım hafif aralı onu izliyordum.

Tanrım, bir şey isterken bile aynı Jeongguk'tu.

"Yaparım tabii meleğim, benim oğlum ne istedi de ben yapmadım?"

Delta×Taekook ✓Where stories live. Discover now