Bahçeye çıkıp derin bir nefes aldığımda arkamdan bir kapı sesi duymuştum. Dakikalar sonra belime dolanan ince kollarla hafifçe gülümseyip ellerimi kollarının üzerine bıraktım.
"Taehyung, babamın söylediklerine üzülme lütfen. Ben seni biliyorum, beni sevdiğini biliyorum, bu bize yeter ki. Başkaları ne derse desin, bizim aramızdakini sadece biz yaşıyoruz. Sen demiştin bunu bana."
Kafamı sallayıp arkama döndüm ve dolduğu için hemen kızarmış olan gözlerine küçük öpücükler bıraktım.
" Üzülmüyorum bir tanem, sadece sana böyle derin bir aşk beslerken, diğerlerinin bunu görmeyişi sinirlerimi bozuyor. "
Sırıtıp kafasını iyice kaldırmış, dudaklarını büzüp öpmemi istemişti. Önce burnunu sıkıştırıp biraz mızıldanmasını sağladım, ardından da hemen kızaran beyaz tenine öpücükler kondurarak dudaklarına indim. Derin bir nefes aldım feromonları tatlı tatlı burnuma dolduğunda. Çekebildiğim kadar içime çektim tatlı kokusunu, ciğerlerim Jeongguk'la dolmuştu.
Dudaklarından ayrıldığımda yanağını göğsüme yaslamış, belimdeki kollarını sıkılaştırmıştı, ben de sırtından tutup iyice kendime çektim küçük bedenini.
"Hadi, içeri girelim. Babalarına saygısızlık olmasın."
"Sana saygı göstermiyor ama!"
"Bebeğim, bu benim ve baban arasında. Bizim sorunlarımız senin onlara olan saygını etkilememeli. Ne olursa olsun, onlar senin ailen."
Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladığında sevimliliğine karşı yanaklarını sıkıştırıp büzülen dudaklarına sesli bir öpücük bıraktım.
" Hemen kızardı yanakların. Tenin çok hassas. "
Kızaran yanaklarına da birkaç öpücük bırakıp elini tuttum ve eve tekrar girdik. Dışarıda olduğumuz süre boyunca mühür konusunu hiç açmamıştı. Kendime hakim olamadan bebeklerden ve mühürden bahsetmiştim ama Jeongguk sanırım bunu konuşmaya değer görmemişti. Yanıma geldiğinde bunun hakkında da bir şeyler söyler sanmıştım. Moralim biraz bozulmuştu, kendime gelmeye çalıştığım sırada alfa babasının keskin bakışlarına denk geldim.
Bunu çekecek sabrım yoktu.
"İzninizle, biz artık evimize dönelim. Yarın Jeongguk okula gidecek, ben de bugün bir operasyona katılacağım, erken gitmeliyiz."
"Sizi geçireyim o zaman oğlum."
Omega babası alfa babasına ters ters bakıp ayağa kalkmış, bizimle beraber kapıya kadar gelmişti.
"JongDae'nin kusuruna bakma Taehyung. Yaşlandıkça huysuzlaşıyor. Henüz kırkına bile gelmemiş olması da cabası."
Hafifçe gülümseyip sarılan ikiliyi izledim. Omega, Jeongguk'un kulağına eğilip bir şeyler söylemişti ama duyamamıştım. Jeongguk gözlerini devirip kafasını sallamış, ardından yanıma gelmişti ve biz evden çıkmıştık.
" Yarın gerçekten operasyon mu var? "
"Evet bebeğim, omega tacirleri bitmiyor bir türlü, biliyorsun."
"Pislikler."
Sinirli çıkarmaya çalıştığı sesiyle küçük bir kahkaha attım ve tuttuğum elini öptüm. El ele tutuşup evimize yürürken oldukça sessizdik.
"Taehyung, ben, henüz bir bebeğe hazır değilim."
Söylediklerine zorla yutkunarak karşılık verdim, boğazım düğümlenmişti birden.
