-0.3-

24.5K 1.8K 1.7K
                                    

Sabah uyandığımızda koltukta iç içe geçmiştik. Bir süre öylece tavanı izlerken bebeğimin saçlarını okşamıştım.

Dün üzülmüş ve çok kırılmıştım. Beni sonunda istediğini düşünmüş ve çok mutlu olmuştum. Duralım dediğimde bana uymamıştı, beni öpmeye devam etmişti. Gururum kırılmasa da kalbim çok kırılmıştı.

Onu koltuğa dikkatlice yerleştirip yanından ayrıldım, küveti hazırlayıp soyunmaya başladım. Büyük boy aynasının önüne geçtiğimde vücudumu inceliyordum.

"Vücudum çirkin mi? O yüzden mi istemiyor beni?"

Kendimi dikkatlice inceledikçe kusurlarımı buluyordum işte. Vücudumda yara izleri vardı bir kere, savaşlardan kalma, oldukça kötü görünüyorlardı. Kurt geninin getirdiği tüylülüğü sevmiyordum, bedenimi her daim temiz tutuyordum. Belki de bu hoşuna gitmiyordu?

Göz kapaklarımdan biri tek kapaklıydı, belki de fazla kaslıydım?

Sorun neydi?

Kendimi izledikçe daha da çirkin oluyordum sanki, gözlerimi doldurdu bu. Ben ağlamazdım, onca savaşta, onca çektiğim acıda dahi ağlamamıştım. Şimdi nasıl olur da çirkin olduğumu düşünüp ağlardım?

Tamamen soyunup suyun içine girdim. Bir damla göz yaşı suya karıştığında gerisi de geldi. İçime içime hıçkırdım hep. Dizlerimi kendime çekip başımı yasladım.

İçten içe yiyip bitiriyordum kendimi, reddedilmek zoruma gitmişti. Kapının önünden gelen sesle kafamı kaldırdım hemen. Islak ellerimle yüzümü temizleyip açılan kapıyı izledim.

"Bensiz nasıl duş almaya cesaret edersin sen?"

Uykulu uykulu mırıldanıp soyunmaya başladı, bakışlarımı tekrar dizlerime indirip yanıma gelmesini bekledim. Suya girip karşıma oturduğunda gözleri yüzümde gezindi.

"Ağladın mı sen?"

"Ben ağlamam Jeongguk. Uzun zaman sonra fazla uyudum, gözlerim şişti."

Sert sesimle yerinde küçülüp dudaklarını büzdü. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes verip küçük bedeni kucağıma çektim. Rahatsız olmasın diye baldırıma oturttum, fazla temastan kaçınıyordum yine.

" Sesimi yükseltmek istememiştim bebeğim, özür dilerim."

"Taehyung, sen iyi misin? Çok bitkin görünüyorsun."

"İyiyim, bana sarılır mısın?"

Gözlerinden geçen hüzünle kaşlarını çattı ve kollarını hemen boynuma doladı.

"Benim Teyung'um güçlü. Bitkinken de, üzgünken de, sinirliyken de, her hali çok güzel. Benim deltamın her hali güzel."

Biraz olsun iyi hissetmiştim. Kollarımı beline sarıp çenemi omzuna yasladım. Orada ne kadar vakit geçirdiğimizi bilmiyordum. Jeongguk saçlarımı köpürtüp bedenimi yıkamıştı ve göğsümde yer alan tüm yara izlerimi öpmüştü.

Beni kusurlarımla seviyordu.

Banyodan çıktığımızda iyice uyuşmuştum, güzel bir kahvaltı edip gülüşmüştük sürekli.

"Bugün okula gideceğim. Beni bırakır mısın?"

"Tabii ki de bebeğim. Hazırlanalım o zaman."

Üzerime gelişigüzel bol bir kazak geçirip yine bol, bilekten lastikli pantolonumu giyinmiştim. Siyah saçlarımı biraz daha karıştırıp odadan çıktım ve Jeongguk mutfaktayken masayı toplamaya başlamıştım.

Delta×Taekook ✓Where stories live. Discover now