-1.3-

23.9K 1.5K 906
                                    

"Jeongguk, öyle değil güzelim. Yumruklarını yeteri kadar sıkmazsan parmaklarını kırarsın."

Kum torbasına şiddetli bir yumruk daha atıp nefes nefese geri çekildi.

"Yoruldum ama."

"Durmak yok, şınav pozisyonu al."

Derin bir nefes verip çimenlere eğildi. Birkaç gündür sürekli çalışma halindeydik. Kaslarının güçlendiği ve artık daha da iyi olduğu fark ediliyordu. Pazuları az da olsa şişmişti, yumuşak karnı sertleşmeye başlamıştı.

Bebeğim güçleniyordu.

" Beş şınav çekeceksin, sayacağım."

"Beş mi? Çocuk oyuncağı."

Askerlerimi eğitirken hep kullandığım taktikti bu.

"Şimdi göreceğiz çocuk oyuncağını. Başla, bir, iki, üç, dört, bir, iki, devam et, beşe kadar durmak yok."

Her dört dediğimde tekrar başladım saymaya, başında gezinirken nefes sesleri gittikçe hızlandı.

Kıyamadım daha fazla.

"Dört, beş. Tamam, bırakabilirsin."

Kendisini çimlere attığında gülümseyip terli saçlarını karıştırdım. Öylece uzanıyordu, hiç tepki vermedi.

"Çocuk oyuncağı mıymış bakalım?"

"Öldüm yorgunluktan."

"Ölmezsin merak etme."

Arkamı ona dönüp beklediğimde şirince kıkırdayıp sırtıma atladı. Evimize giderken dudaklarını boynuma bastırmıştı.

Eve girer girmez hemen banyoya yöneldim. Suyu hazırlarken dahi koala gibi yapışmıştı bana. Bebeğimi dikkatlice sırtımdan indirip kıyafetlerini çıkardım, gözleri kapanmak üzereydi. Sıcak suya girdiğinde daha da mayıştı.

"Bebeğim uyuma lütfen. Bir şeyler yemelisin."

"Teyung, çok uykum var."

Mırıldanmasıyla alnına dudaklarımı bastırdım ve hızlıca yıkayıp temizledim uyuklayan bedeni. Havluyla kucaklayıp odamıza götürdüm. Çırılçıplak örtünün altına girdiğinde derin bir nefes verdim.

"Meleğim, üzerini giyindireyim."

"İstemiyorum."

Yanına yaklaşıp boynuna ve omzuna minik öpücükler bırakıp kulağının altına burnumu bastırdım.

"Tamam o halde, üzerini sıkı ört, üşüme."

Kafasını sallayıp yastığıma daha fazla sarıldı. Uykuya dalmasını bekledikten sonra aşağı indim, üzerimdeki gömleği çıkarıp sadece eşofmanımla kaldım ve arka bahçemize çıktım. Demirlere asılıp vücudumu kollarımla yukarı çektim. Terleyene, kollarımdaki damarlar patlayacak şekilde belirginleşene dek sürdürdüm bunu. Nefes nefese kendimi yere bıraktığımda bu kez de kum torbasına geçtim.

Ne kadar süre kendi kendime çalıştığımı bilmiyordum. Durmamı sağlayan şey, arkamda hissettiğim güçlü auraydı.

Bir alfa aurası.

"Alfa Jeon, hoş geldiniz."

Arkamı dönmeden konuşup kum torbasına son kez bir yumruk geçirmiş, ardından da orta yaşlı adama dönmüştüm.

"Hoş buldum delta."

"Jeongguk için geldiyseniz eğer, uyuyor. Biraz çalıştık onunla, dövüşmeyi öğreniyor."

Delta×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin