tanıtım

10.7K 304 19
                                    

Flashback*

Seher hanım da Sami bey de fazlasıyla heyecanlıydı. En küçük çocukları, biricik kızları doğuyordu çünkü.  Adam hızla Soylu hastahanesine sürdü arabayı. Bugün şanslarına trafik yoktu. Hızlıca varmışlardı hastahaneye. Adam hızla indi arabadan. Heyecandan elleri titriyor, ne yapacağını bilmiyordu. "Sakin ol Sami"  dedi adam kendi kendine. "Oğlunun doğumunda ne olduysa o olacak, tek fark bebeğimiz kız olacak bu sefer" diye sakinleştirmeye çalıştı kendini. Genç kadının yanına gidip kapısını açtı hemen Sami bey. Seher hanım ile yıllardır birbirlerine deli gibi aşıklardı. Üniversite aşkıydı onlarınki. Sedye istedi hemen Sami bey. Birkaç saniye sonra sedye geldiğinde, yatırdılar yavaşça  genç kadını sedyeye. Adam kısa bir süre sonra doğum çantasını arabada unuttuğunu fark ettiğinde hızlıca eşinin üzerinde göz gezdirerek arabaya doğru döndü. Sağına soluna bakarak caddeden karşıya geçti. Arabanın yanına doğru yürüdü hızlıca. Arabanın bagajını açarak içinden çantayı aldı ve arabayı kilitledi. Genç adam karşıdan karşıya geçeceği sırada solundan hızla gelen arabayı fark etmemişti. O gün o hastahaneden aynı aile içerisinde  bir hayat doğmuş, bir hayat solmuştu. Doğan bebeğin adını ablasının adı olan Asya koymuştu Seher hanım. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı, Soylu ailesinin biricik gelini Eda hanım da o gün, o saatte doğum yapmıştı. Ama o ikiz doğurmuştu. Onlar bebeklerinin Adını  Aden ve Arden  koymuşlardı. Asya Aden koymuşlardı kızlarının ismini. Soylu ailesinin en küçük gelini olan Eda hanım, kızının adını Asya koymak istememişti. Kayınvalidesinin adıydı Asya. Kayınvalidesi ile iyi anlaşırlardı ama kızının adını Asya koymak istememişti işte. Ailedeki üç numaralı abi olan Ateş, Asya'yı ilk gören kişilerdendi. Asya'yı ilk gördüğü anda "Cennet bahçesi gibi, çok güzel" demişti. Sonra ailedeki iki numaralı abi olan Poyraz, kardeşinin ismini  o dönem çok hoşuna gittiği için Aden koymak istemişti. Eda hanım ve Toprak bey, kırmamışlardı oğullarını. Asya Aden koymuşlardı  biricik kızlarının ismini.  Biricik oğullarının ismini düşünürken bir anda abilerden biri olan Buğra "Onun da ismi Arden olsun mu? Hem uyumlu olurlar." Diye sormuştu. Aile üyelerinin hepsi onayladılar Buğra'yı. Böylelikle kardeşlerinin isimlerini abileri seçmiş oldu. Soylu ailesi o gün ne kadar mutluysa, Demirel ailesi o kadar mutsuzdu. Can kaybı yaşıyorlardı çünkü. Çok, çok zordu insanın sevdiği birini toprağa vermesi. Özellikle de bu kişi dokuz yılını paylaştığı her şeyden, herkesten koruduğu kocası ise her şey daha da zor oluyordu. O gün seher hanımın kayınvalidesi Esra hanım gelinini "Sen uğursuzsun! Benim bir tanecik oğluma kız evlat verdiğin yetmezmiş gibi birde o uğursuz bebeğin yüzünden oğlumu, canımdan bir parçayı da kaybettim ben! " diyerek suçlamıştı. Haklı değildi Esra hanım. Evet, evlat acısı çok kötüydü. Ama bu evlat acısı yüzünden gelinini suçlaması gerekmezdi. Ama o suçlamıştı. Haksızlardı işte. Seher hanım, kocasının acısı yetmezmiş gibi bir de suçlanması zoruna gitmişti. Ama sesini çıkaramıyordu kayınvalidesine. O günün sonunda bir canı toprağa vermeleri yetmezmiş gibi, kızını yetimhaneye bırakmıştı Seher hanım. Ama gerçekten hesaba katmadıkları bir şey vardı. Kucağındaki  bebek Demirel'lerin bebeği değildi, bebek Soylu'larındı. Bebekler henüz küvözdeyken Soylu ailesinin düşmanları tarafından değiştirilmiş, iki bebeğin hayatını da kaderlerini de bir hareketle değiştirmişlerdi...

Flashback son*

KEŞKE/ Gerçek AilemWhere stories live. Discover now