21

2K 164 98
                                    


İyi okumalar<3

****

Siyah ve omuzumun biraz daha aşağısında kalan hafif uzun saçlarımı her zamanki kurşun kalemim ile tutturduktan sonra sınıftan çıkıp, birkaç metre ileride olan kızlar tuvaletine yönelmiştim. Matematik dersi yeni bitmişti ve havadaki nemden dolayı biraz terlemiştim, bu yüzden lavaboda elimi yüzümü yıkayacaktım.

Lavaboya girdiğimde, beni uzun ve boş bir koridor karşılamıştı. Birkaç adım ilerleyerek, önce aynada kendimi süzmeye başlamıştım; Kurşun kalem ile tutturduğum saçlarım neredeyse çözülecekmiş gibi duruyordu, solgun yüzüm adeta 'ben yoruldum' diye bağırıyorken, eskiden dolgun ve renkli olan dudaklarım şu an görünmez olmuşlardı... aynada yüzüme bakarak histerik bir gülüş sergilemiştim kendime, ne acınasıydım.

Sağ elim ile musluğu açıp soğuk suyu serbest bırakmıştım ve yüzümü eğerek soğuk su ile tenimi buluşturmuştum. Birkaç kere yüzümü ıslattığımda, arkamdan gelen adım seslerini takmadan yüzümü yıkamaya devam etmiştim. Ya dedikoducu öğrencilerin birkaçı gelmişti yada sadece tuvaleti olan bir öğrenci.

Nihayet yüzümün serinlediğini hissettiğimde, ellerimi son kez ıslatıp enseme götürmüştüm ve ellerim ensemdeyken doğrulup tekrar aynaya bakmıştım. Tam arkamda bekleyen Jusoon'u görmem ile ona bir göz gezdirip, işime devam etmiştim.

Jusoon, bana gıcık olan ve geçen gün Seunwoo ile bana laf atan kızdı; "Öçök flörtönöz yötmödö bör dö sövöşön böri"

Saçımdaki kalem ile saç tellerimi biraz daha sıkılaştırırken, o hala benim arkamda rahibe gibi bekliyordu "Ne var, Jusoon?" Sorduğum soruya karşı bu sefer bana gülüş atan taraf oydu "Canım sıkıldı ve Lalisa'yı ziyaret edeyim dedim" of, yine mi?

"Rahibe gibi başımda beklemenin nedenini öğrenebilir miyim?" kurduğum cümleye karşı tekrar konuşmuştu "Seunwoo'nun yanında atar yapıyordun, yine konuşsana!" Sabrım zorlanıyordu ve emin olun benim sabrım taştığında her şeyi yapabilirdim, aklınıza gelebilecek her şeyi...

"Şşşt Lalisa, neden sustun? Hadi cevap ver" peki, madem cevap vermemi istiyordu, bende ona nazik bir şekilde cevap verecektim "Sorduğun bir soru yokki cevap vereyim... Eğer cevap istiyorsan, ortada bir soru olmalı değil mi?" kurduğum cümleye karşı gözlerini kapatıp sabır dilemişti "Lalisa, sabrımı zorluyorsun" asıl benimkini zorluyorsun, Jusoon...

Artık sabrım kalmadığını ve kimseye tahammül edemediğimi söylemiştim.

"Birazdan zil çalacak, gitsem iyi olur" tam yanından gideceğim sırada, adım atmama engel olup ayağını önüme koymuştu ve birkaç adım yaklaşmıştı "tch tch tch, canım sıkılıyor ve sen beni eğlendirmelisin" elimi enseme attığımda, bu sefer sabır dileyen taraf bendim ve umarım sabrımın taştığını Jusoon fark edip, buradan kaçardı...

Sol elini saçıma uzatıp, kalemin tutamadığı bir tutam saçımı eli arasına alıp oynamaya başlamıştı ve yine ağzını aralamıştı "Seni dövmek ve bunu videoya almak istiyorum"

Jusoon'un zevki tartışılamazdı. O can yakmaktan mutlu olan biriydi, bunu da insanlar ile paylaşmaktan çekinmezdi. "Jusoon, zil çalacak diyorum" kurduğum cümleye karşı tutamı ile oynadığı saçımı sertçe çekip, kafamı eğmemi sağlamıştı. O, benden birkaç santım kısaydı ve şu an neredeyse onunla boy boyaydık çünkü benim kafam eğikti. "Canımı yakıyorsun" dediğim şeye tekrar gülüp konuşmuştu "Hoşuma giden tarafta bu zaten"

Saçımı her geçen saniye daha çok çekiyordu ve çoktan birkaç telimin koptuğunu hissediyordum...

"Emin misin?" kurduğum cümleye karşı, bana anlamaz bakışlar atmıştı ve konuşmuştu "Neye?" hafifçe sırıtıp, tekrar konuşmuştum "Beni dövmek ve canımı yakmak istediğine emin misin?" kurduğum cümleye, sanki en sevdiği yemeği görmüş gibi başını büyük bir iştahla sallamıştı ve gözleri adeta bir ışık gibi parlamıştı "Eminim" saçımdaki sol eli canımı daha çok yakarken, artık onayı aldığımın bilincindeydim ve yaptıklarımdan pişman olmayacaktım.

LEBECCAWhere stories live. Discover now