15

2.5K 187 116
                                    


Yorum ve vote istiyorum🥲

İyi okumalar<3

****

^Lisa'dan^

Bana mesaj gönderen kişiyi daha çok takmadan, kafamı telefondan kaldırmıştım ve yolu izlemeye başlamıştım.

Birkaç dakika içinde yanımda hissettiğim doluluk ile kafamı o yöne çevirmiştim ve yanıma oturan Jungkook'u görmem ile ona 'neden oturdun?' der gibi bir bakış atmıştım.
"Seninle konuşmam gerek Lalisa"

Tamam, benimde onunla konuşmam gerekiyordu "Benimde, seninle konuşmam gerek Jeongguk" kafası ile beni onayladığında, birkaç cümle söylemişti "Üçüncü derste etkinlik saatiymiş. Etkinliğe girmeden önce yemekhanenin yan tarafında bulunan müzik odasına gel. Sonra etkinliğe katılırız."

"Peki" onu onayladıktan sonra, ne ben konu açmıştım, ne de o konuşmuştu... Birkaç dakika içinde okula vardığımızda, ikimizde bahçede ayrılmıştık ve ben sınıfıma, o da arkadaşlarının yanına yönelmişti.

Okuldan içeri adımımı attığımda, Felix ve Jeongin'i yan yana görmüştüm. Onlara çok fazla bakmamaya çalışarak yanlarından geçerken Jeongin'in sesini duymuştum "Sen ciddi olamazsın! Gerçekten Lisa'ya bulaşmayacak mısın? Tanrım, umarım rüya görmüyorumdur!" Felix'in merdivenlerden düştüğünü duymuştum ve anlaşılan hemen iyileşmişti "Lisa'dan banane Jeongin! Niye durduk yere laf atayım kıza?" Felix'in tepkilerine şaşırdığımı fark ettirmeden, yanlarından geçip gitmiştim ve cidden Felix'in ne kadar değiştiğini şimdi anlıyordum...

Olsun, sonuçta benim kalbimi kırmıştı ve eskidende olsa, o bir zorbaydı. Eğer ileride fikrimden vazgeçmezsem, intikam alacağım listede Felix ilk sıralardaydı.

Sınıfa çıktığımda, hocanın gelmesine birkaç dakika vardı ve herkes kitaplarını dolaplarından alıyordu. Bende hızla dolabıma yönelip, kilidi açmıştım. Ve yine yığınla başımdan aşağı dökülen notlar... Hayatımda nefret kusulan kaç not almıştım? Saymak için hesap makinesi yetmezdi...

Yine notları alıp, çöp kutusuna attığımda, sessiz bir şekilde tekrar dolabıma geçip, içinden kitaplarımı çıkarmıştım ve hakaret yazılı sırama geçip, kitaplarımı o kirli masaya yerleştirmiştim.

Yaklaşık 3 dakika içinde hoca içeri girdiğinde, derse girmeden önce bir haberi olduğunu söylemişti "Mezun olmasına 6 ay kalmasına rağmen nakil aldıran ve bu yılın geri kalanını beraber geçireceğiniz bir arkadaşınız gelecek birazdan. Umarım iyi anlaşırsınız... Gelebilirsin Seunwoo"

Kumral saçları alnını kapatan ve buğday tenine nazaran gözleri simsiyah olan bir çocuk içeri girmişti. Sağ eli ile tuttuğu siyah çantasını omuzuna atarak, hocanın yanına adımlamıştı. Bayan Park'ın yanında o kadar uzun duruyordu ki, en az 1.80 boyu olmalıydı.

"Kendini tanıtabilirsin" ve Seunwoo denilen çocuk konuşmaya başlamıştı "Adım Seunwo, 18'ime 3 ay önce bastım ve geçenlerde bana yapılan bir haksızlık yüzünden okuldan atılıp, buraya gönderildim. Bu kadar, umarım iyi anlaşırız" Çocuğun dış görünüşüne bakılırsa, popüler olacağı şimdiden belliydi. Çünkü Kore standartlarının biraz daha üstünde kalan yakışıklılığa sahipti. "Boş olan bir sıraya geç Seunwoo"

Gözleri ile oturacak bir yer aradığında, benim ona baktığımı fark edip bana bakmıştı. Ben hemen gözlerimi çekerek, pencereden yolu izlemeye başlamıştım. "Seunwoo, istersen benim yanım boş. Oturabilirsin" Sınıfça, arkamızdan gelen cırtlak sesin sahibine bakıp, hemen önümüze dönmüştük. Bu Sowong'tu. Erkek olan ve eşcinsel olan Sowong... Aslında bu uzun boylu da Sowong'un aradığı sevgili kriterlerine fazlasıyla uyuyordu ama Seunwoo eşcinsel değilse, o çocuğun yanına hiç oturmaması gerekti. Yoksa hiç iyi şeyler olmazdı... "Yok, ben başka bir yere oturacağım" Seunwoo, cırtlak sesin sahibinin neden onu istediğini anlamış olmalıydı ve onu reddetmişti.

LEBECCAWhere stories live. Discover now