9

35 4 4
                                    

Yumruk yaptığım elimi çenemin altına koymuş mesaja bakıyordum. Chanyeol sabah, yarın buluşabileceğimizi söylemişti. Ben de kısaca tamam demiştim ama hala mesaja bakıyordum. Erkeklere karşı tutumum biraz uzaktı, iş yerin de ki arkadaşlarımla bile yeni yeni yakınlaşıyordum, halbu ki 4 senedir orda çalışıyordum.

Derin bir nefes alıp verdim ve mesajlardan çıkıp ekranı kapattım. Ayağa kalkıp dolabı açtım ve içinden iki parçayı çıkartıp üzerime geçirdim. Gece regl olmuştum, bu yüzden moralsizdim. Banyodan aldığım ped'i çantama atarken saçlarımı üstten at kuyruğu yaptım. Lacivert perçemlerimi kulağıma arkasına gönderirken aynadan kendime baktım. Saç rengimi değiştirmelimiydim?

Boş verip odadan çıktım ve mutfağa girip tost ekmeğini çıkarttım. Dolaptan bir kaç malzeme aldıktan sonra fişi prize taktım. Telefonumun müzikler kısmına girip Day6 - Afraid açtım ve kenara koydum. Ekmeğin içine malzemeleri koyduktan sonra makineye koyup yağ sürdüm. Kapağı kapattıktan sonra ellerimi yıkayıp malzemeleri dolaba koydum. Tostu ters çevirip tekrar yağladıktan sonra kapağı tekrar kapattım ve yağı da kaldırdım. Bıçak ve tabak çıkarırken dolaptan portakallı meyve suyunu çıkarttım. Son kullanım tarihine bakıp fişi çektim ve tostu alıp tabağa koydum. Yandan kestikten sonra bıçağı sudan geçirip yerine koydum.

Bardak almayı es geçip kutu ve tabağı alıp salona geçtim ve masanın üstüne koydum. Mutfakta müzik çalmaya devam eden telefonumu alıp salona geri döndüm. Müziği kapatıp kenar da duran kumandayı elime aldım. Televizyonu açtıktan sonra kanallar da dolaşıp yere oturdum. Tostu yerken televizyondan gözümü ayırmıyordum.

Tostu bitirdiğim de için de yarısından az olan meyve suyu da bitmişti. Tabağı ve kutuyu alıp mutfağa gittim. Kutuyu çöpe attıktan sonra tabağı sudan geçirip makineye koydum. Çöp kutusun da ki mavi poşeti kutudan çıkartıp tezgaha koydum. Ağzını bağladıktan sonra kapıya ilerledim. Kapıyı açıp poşeti kapının önüne koydum ve kapıyı geri kapattım.

Salona geri dönüp koltuğa oturdum ve telefonu elime aldım. Şifreyi girdikten sonra ekrana baktım. Google'a girip haberlere göz atmaya başladım. İlgimi çeken haberleri okuyup haberlerden çıktım. Aramakara girip listenin biraz altına inip bir ismin üstüne tıkladım. Ekrana bakıp telefonu kulağıma götürdüm. Bir kaç çalıştan sonra kalın ses kulağımı doldurduğun da gözlerimi kapattım.

"alo?"

"selam"

"bu ses ne böyle? Yabancıymışız gibi çıkıyor" güldüğün de ben de güldüm.

"uzun zamandır konuşmuyoruz, o yüzden"

"hm, anladım. E napıyorsun?"

Gözlerimi odada gezdirdim "oturuyorum bir kaç saat sonra işe gidicem"

"hala dövmecide mi çalışıyorsun?"

"evet" dedim göremese de başımı da salladım. Dirseğimi koltuğun koluna yaslayıp kafamı elime yasladım.

"bir gün oraya gelicem ve sana dövme yaptırıcam, o zamana kadar ordan ayrılim deme"

Alayla güldüm "imkanı varmış gibi konuşma" dedim altın da hayal kırıklığı barındıran sesle. O da fark etmiş gibi susmuştu, ama bir kaç saniye sürmüştü. Gülümseyerek konuştuğunu düşündüğüm kalın sesi yeniden kulaklarımı doldurmuştu.

"neden öyle diyorsun? Bak gör gelicez oraya"

Elimi kafamın altından çekip koltuğun kolu ile oynamaya başladım.

"ama zor"

"ama imkansız değil"

Benim sesime zıt pozitif çıkan sesi umut kaynağı olmuştu bana birden. Kendi kendime başımı salladığım da ikimizden de ses çıkmamıştı. Sözlerimiz bitmişti, ikimiz de her şeyin farkındaydık. Diyecek bir söz bulamıyorduk.

Guilty _'*'_ Park Chanyeol Where stories live. Discover now