3

70 6 47
                                    

Karanlık gecede sokak lambalarının az ve ışığının zayıf olduğu bu yüzden yeterince aydınlık olmayan sokak başında durmuş fazla uzağım da olmayan, yüzünü seçemediğim adama kaşlarım çatık baktım.

Neden bu saatte yerde sırtını duvara dayamış ya da eli omzunda çözemiyordum. Saldırıya mı uğramıştı?

Yaşadığını sakince inen gögsünden anlamıştım. Onuda zor fark etmiştim. Onu görmemiş gibi yapıp gitsem vicdan azabı çekeceğimi biliyordum ama içimden bir ses yanına gitmemem gerektiğini söylüyordu.

Derin bir nefes verdim ve tereddüt ederek adamın yanına yavaşça adımladım. Yanına yaklaşsam da görememiştim. Aramızda 3-5 adım kaldığında dikkatimi yerdeki eli çekmişti.

Kan?

Beynimde geçen kelime geri 1-2 adım atmama neden olmuştu. Korkunun gözlerime yansıdığını hissetmiştim. Adamdan belirsiz mırıldılar çıktığında gözlerimi eğik başına çevirdim. Zorla başını kaldırdı ve duvara yaslayıp kısık gözleri ile bana baktı. Dudakları kuruduğu için çatlamış ve aralıktı.

Bazı yapboz parçaları otururken yaralanmış olduğunu idrak etmem bir az zamanımı almıştı. Omzundan yaralanmıştı, omzunu bu yüzden tutuyordu ve bu yüzden omzunda ki eli kan olmuştu.

Derin nefes verip içimde sakinleşmeye çalıştım. Tereddütlü olsa da adamın yanına yaklaşıp çömeldim.

"beni duyuyor musun?"

Zorla başını salladığın da ne yapacağımı düşünüyordum. Omzun da ki elini çekip küçük yırtığı genişletip yarasına baktım. Elini tekrar omzuna koyup gözlerimi etrafta gezdirdim. Sonra çantamdam telefonumu çıkartıp şifresini girdim, bir yandan da adamla konuşmaya çalışıyordum.

"gözlerini kapatma tamam mı? Ambulansı aricam şimdi"

Arama tuşuna basıp kulağıma götürdüm. Çok geçmeden telefonum açıldığında bir kadın sesi duymuştum. Özet geçip olduğumuz yerin adresini verdim. Ambulansın geleceğini söylip telefonu kapattığında telefonu çantama attım. Çantamdan su şişesini çıkartıp elime döktüm. Yüzüne ve boynunu ıslattıktan sonra bir kaç yudum almasını sağladım. Yara uzundu ve galiba derindi.

Omzundaki elini çekip kucağına koyduğunda eline baktım. Avcu hep kandı. Gözlerimi omzuna çevirip yüzüne baktım. Elimi kaldırıp tereddütle omzuna götürüp elimi bastırdım.

"bu saatte yollar açıktır, ambulansın gelmesi uzun sürmez biraz dayan" dedim ayık kalması için.

Gözlerim yaranın üstündeki elimdeydi. Elime bulaşan sıvı kanı hissetmek tuhaf hissettirmişti. Bu his yutkunmama sebep olmuştu. Derin bir nefes alıp ağzımdan verdim. Gözlerimi siyah saçlı adama çevirdim. İlk defa görüyordum onu.

Gözleri kapalı olsa da başını zayıfta olsa iki yana yatırdığı için sadece izliyordum.

Duyduğum ambulans sesi ile kafamı sokağın başına, sol tarafa çevirdim. Ambulans görüş alanıma girdiğinde adamın yüzüne baktım tekrar. Sonra bize elinde ki çanta ile yaklaşan iki kişiye baktım. Yanımıza geldiğinde elimi çekip ayağa kalktım ve bir kaç adım geriye atıp uzaklaştım.

Birşey demeden onları izlerken adamın yüzüne baktım. Kadının sesini duyunca ona döndüm.

"ne kadar zaman burda?"

"bilmiyorum, ben geldiğimde bu haldeydi"

Bir kaç şey daha sormuştu ama cevabım değişmemişti. Sorduğu hiçbir sonun cevabını bilmiyordum. Onu tanımıyordum, neden bu haldeydi bilmiyordum. Adını bile sormamıştım.

Guilty _'*'_ Park Chanyeol Where stories live. Discover now