4

1.6K 97 90
                                    

Dördüncü Bölüm

İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındandır.
~Jean Jacques Rousseau

~Jean Jacques Rousseau

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.


İyi okumalar.

°°°•••°°°

Öfke. Kontrol altında olduğu sürece dinçlik ve güç verir, hayatta tutar. Adeta bir yılan gibidir, etrafını sarar ve seni ele geçirir. Özgür yaklaşık yarım saat önce söylemişti bana bunu, gittikçe daha iyi anlıyordum.

Hayata karşı öfkeliydim, daha doğrusu kendime. Bu kadar geç kalmış olmamalıydım, yaptığım tam bir aptallıktı.

Hayatı yaşayamama öfkeliydim, başka birisiymişim gibi davranmama öfkeliydim, susup kabullendiklerime öfkeliydim, ben kendime öfkeliydim.

Ve öfkemi karşımdaki kum torbasına aktarıyordum, bunu bana o öğretmişti.

Her neyden nefret ediyorsam, karşımda o varmış gibi düşünecektim. Bir ayna tutması bile yeterdi oysa ki.

Torbayı iki elinin arasına aldı.

"Tamam, bugünlük fazlasıyla yeter," dedi ve tekrar yumruk atacağım sırada beni durdurdu. Öfkemi kontrol altında tutmakta hâlâ zorlanıyordum, bunun farkındaydı.

"Sakinleş, öğrendin artık." Gülümsedim ama elindeki morlukları görünce hemen gülümsemem durdu, hepsi benim eserimdi.

Bana karşılık vermek için erken olduğunu söylemişti, reflekslerinin güçlülüğü karşısında pek bir şey yapamamıştım.

Ne kadar yüzüne çalışsam da bir tane bile isabet ettirememiştim, günlerdir tek amacım reflekslerini yenmekti.

O gün anlaşmayı kabul ettiğimde bana evinin alt katındaki bu salonu göstermişti ve dövüş dersleri vermeye başlamıştı.

Tam iki haftadır kendime karşı olan öfkemi yenmeye çalışıyordum, bu dövüş konusunda beni ustalaştırıyordu.

Elimdeki eldivenleri çıkarırken bakışlarım ellerindeki morluklarda takılı kalmıştı.

"Yarın savunma derslerine başlayacağız ve bir hafta bile sürmeyecek. Dokuz gün sonra ilk görevimize gideceğiz, hiçbir eksiğimiz olmamalı." Nefes alışverişlerimiz birbirine karışırken gülümsedim ve

"Hiç heyecanlı değilim, aksine yanımda sen olacağın için fazlasıyla rahatım," dedim.

Yalan söylemiştim, olası her şeyden korkuyordum. Ucunda masum insanlar vardı, hata yapma lüksümüz yoktu. Bu beni oldukça geriyorken, tehlikeli insanlara karşı gelecek olmamız içimdeki öfkeyi harlıyordu.

Onlardan korkmuyordum, tiksiniyordum.

Eldivenleri yerine koyduktan sonra omzunun üzerinden beni baştan aşağı süzdü, bakışları gözlerimde takılı kaldığında omuz silktim.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon