37

138 18 83
                                    

Otuz yedinci bölüm

Hayatında yalnızca bir kez, tüm kalbimle inanıyorum ki, dünyanı tamamen alt üst edecek biriyle tanışırsın. – Bob Marley


İyi okumalar.

***

Gökyüzü

Bazı insanların düşüncesine göre her şeyi elde edebilecek tek şey, paradır. Evet, doğru. Para olmadan çoğu şeyi yapamayız, hayatımızı sürdürebilmemiz için ona ihtiyacımız var. Ama yanılıyorlar çünkü paranın elde edemeyeceği o kadar çok şey var ki...

Mesela, anne sevgisi.

Ben küçük yaşımda ailemden ayrı kaldım, beni para karşılığı sattılar. Yıllarca para uğruna bir kız çocuğuna baktılar, sözde anne baba oldular o kız çocuğuna ama anne babadan çok yara olmuşlardı.

Para, sevginin sıcaklığına sahip olamaz. O kadın mesela, bana hiç sıcak yaklaşmadı. Banka hesabına yatan paranın sıcaklığı her şeye değerdi onlar için, bir kız çocuğunun umut dolu gözlerini yaşlarla doldurmak umurlarında değildi.

Annesiz büyüyen çocuklar, yaralı büyür derler. Elleri şifalı bir kadın o yaraya dokunursa anne şefkatiyle, o yara tam olmasa da iyileşebilir belki.

Ama şimdi hissettiğim bir şey vardı ve bu şeyi, milyarlar verseniz de karşılık olarak elde edemezsiniz.

Benim annem değildi, göğsümde sıcacık bir yeri olan adamın annesiydi ama yine de bir anneydi.

Deniz benim hakkımda biraz bilgi vermiş yolda gelirken, ailemin ne kadar kötü olduğunu bir nebze de olsa biliyordu Aysun teyze. Bana olan yaklaşımı zaten iyiyken öğrendiklerinden sonra daha da artmıştı, bakışları bile değişiyordu beni görünce.

Şimdi ise bundan aylar öncesinde aklımın ucundan bile geçmeyecek bir anı yaşıyordum, bir annenin saçlarıyla oynuyordum ve o da bana türkü söylüyordu.

Salondan ayrılıp beni yanına çağırdığında önce mutfağa uğramıştık, bana limonlu su hazırlayıp odasına geçmişti. Verdiği suyu içerken poşetten saç boyasını çıkarmış ve hazırlamaya başlamıştı, ben de öylece onu izlemiştim.

Dakikalar sonra kendimi bir sandalyenin arkasında, Aysun teyzenin saçını boyarken bulmuştum. Ben onun saçını boyarken o da önce sorular sormuş, kaçamak cevaplarımı fark edince de türkü söylemeye başlamıştı.

Diplerinden gelen sarılığı fark etmemek imkansızdı, aldırdığı boya ise siyahtı. Sarışın bir tene de sahipti, neden saçlarını siyaha boyattığını anlayamamıştım.

Ben saçlarımı asla boyatmazdım, Zuhal Tunalı'nın bende tek sevdiği şey sarı saçlarımdı çünkü. Bazen içinden gelir, saçlarımdan bir tutam alıp parmağına dolardı. Fakat çok uzun sürmez, eski soğukluğuna geri dönüp beni umursamamaya devam ederdi.

Saçlarını boyamayı bitirmiştim, iyice yayılsın diye de oynamaya başlamıştım. Yıkamadan önce biraz beklememiz gerektiği yazıyordu, soru sormaya başlamasın diye oyalanıyordum ama Aysun teyzeden asla bir şey kaçmazdı.

"Geç karşıma otur bakalım, konuşalım biraz." dediğinde itiraz etmeden elimdeki eldiveni çıkardım ve boya kabının içine bıraktıktan sonra yatağın kenarına oturdum.

"Sen bizimkileri nereden tanıyorsun, nasıl tanıştınız?" diye sorunca cevap verecektim ki durdurdu beni. "Yalan söyleme, anlarım ben." diye uyardı.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüWhere stories live. Discover now