38

149 17 116
                                    

Otuz sekizinci bölüm

Yeryüzünde hiçbir şey, insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapamaz. - Stefan Zweig

İyi okumalar.

***

27.09.2011

Soğuk bir Eylül akşamı, Kandemirlerin malikhanesinde sessizlik hakimdi. Yıllardır bahçelerinde çocuk sesleri olmuyordu, eskiden sesten yakınanlar bile o sesleri özlemeye başlamışlardı.

Evin çocukları eskisi kadar mutlu değillerdi, evden okula okuldan eve geliyorlardı sadece. Oyun oynamayı bırakmışlardı, artık büyümüşlerdi. Ama oyun oynamayı bırakmalarının sebebi büyümeleri değildi, kaybettikleri çocukluklarıydı.

Güneş'in kaybolmasından sonra Eraslan ailesi yas içinde geçirmişti aylarını, yıllarını...

Korkut Eraslan, kızının kaybolmadığını biliyordu. Kaçırıldığından emindi, bildiği şeyler sadece bununla da sınırlı değildi üstelik.

Yıllarca tetikçiliğini yaptığı adamın ona ihanet ettiğini, kızını sattığını biliyordu ve bunu kendine yedirmek zorunda kalmıştı. Zamanının gelmesini bekliyordu, kızına kavuşacağı günü iple çekerken intikamı için de hazırlıklarına devam ediyordu.

Fakat o zamanı kollarken kızı hiç iyi durumda değildi, tutunduğu tek şey gökyüzündeki babası olan küçük kız travmalar altında eziliyordu.

"Abi, patron hazırlık yapmamızı istedi." dedi yanında çalışan Soner adında bir koruma. Korkut'un içi sıkıntıyla doldu, güneşin batışını izleyen gözleri arkasındaki adama çevrildi.

"Beni çağırmadı mı?" diye sorunca Soner onu kafasını sallayarak reddetti ve izin isteyerek yanından ayrıldı.

Korkut'un kaşları çatıldı, içinin neden sıkıntıyla dolduğu şimdi anlaşılmıştı. Bir sorun vardı; Bahtiyar Aziz Kandemir, Korkut olmadan dışarıya adım bile atmazdı ama son bir aydır ona sadece gereksiz işler veriyordu.

Bunun anlamını çok iyi biliyordu, yapması gerekeni de.

Bakışlarını gün batımına çevirdi tekrardan, eli cebindeki telefona gitti ve oğlunu aradı aylardır yaptığı gibi. Ama yine çağrı düştü, hat kapalıydı. Tek güvendiği oydu ama ona da ulaşamıyordu, başına bir iş gelmesinden korkuyordu. Kızını kaybetmişti, onu ararken de oğlundan olmak istemiyordu.

Ama oğlu Deniz, o hayattan sıyrılmış ve subaylık yolunda büyük adımlar atmıştı.

Saatinin yanındaki cihaza basılı tuttu, bu bir işaretti. Artık yarım saat içinde bulunması gereken yerde olmalıydı, o zamana kadar Kandemir'in ne karıştırdığını öğrenmesi gerekiyordu.

Gözleri garaja çevrildi, Kandemir'in makam aracı yoktu. Sadece bakanlık işleri için o arabayı kullanırdı ama o anki durum öyle değildi, Korkut kendisinden şüphelendiğine emin olmuştu.

Güvenli evlerden birine masumları almak zorundaydı, zamanı gelmişti. Önce karısına gidecekti ama adımları duraksadı, Kandemir eğer ondan gizli bir işler çeviriyorsa zararı sadece onun ailesine olmazdı.

Kardeşi gibi gördüğü Gönül'ün odasına doğru ilerledi, kapıyı tıkladı ama ses gelmemişti. İçeri girdiğinde olmadığını gördü ve birkaç adım atıp gardırobun kapağını açtı, kıyafetlerin yarısı yoktu.

Özgürlüğe Aşık GökyüzüWhere stories live. Discover now