Canlandırdık

2.8K 315 120
                                    

"Bu da neydi?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Hiç gemi yolculuğu yapmadın mı?" diye soran Aksel'e "Yapmadım." dedim.

Aksel, "Kızım sen İstanbul'da yaşamıyor musun?" diye sordu.

"Annem denizden korkardı. O yüzden onlarla hiç binmedim. Ee tek başıma da gitmedim." dedim.

Aksel bu halime gülerek "Gel, gemiyi gezelim." dedim.

Metehan, "Ben de geleyim." derken Aksel ile göz göze geldi.

İkisinin de yüzünde mimik oynamıyordu. Bu yüzden ne olduğunu anlamamıştım.

"Benim işim vardı, yeni aklıma geliyor." diyen Metehan ile "Senin gemide ne işin olabilir ki?" diye sordum.

"Tuvaletim geldi." diyerek kaçan Metehan'ın üzerine Aksel'e "O neydi?" diye sordum.

"Hiçbir fikrim yok." diyerek yürümeye başlayan Aksel'in ardından gittim.

"Hadi ama çocuk bizimle gelecekti, seninle bakıştıktan sonra vazgeçti." dedim.

Aksel ellerini cebine koyarken "Belki benim gözlerimden yapacağı iş aklına gelmiştir." dedi.

Aksel'in kolundan tuttum ve kendime yakınlaştırdım.

Aksel şaşkınlıkla bana bakarken ona yakınlaştım ve gözlerinin içine baktım.

Gülümserken Aksel'in daha da gerildiğini hissetmiştim.

"Yok, gözlerin bok rengine benzemiyor." dedim ve Aksel'den bir adım uzaklaştım.

Aksel sersemlemiş bir şekilde "Efendim?" dedi.

"Metehan'ın senin gözlerinde hatırladığı işi tuvalete gitmekti." dedim.

"Haa, of! Fena bocaladım." diyerek gülen Aksel ensesini kaşıyınca birkaç saniyeliğine duraksadım.

Aksel duraksadığımı fark edince "Galiba bocalama sırası sende." dedi.

Koluna hafifçe vurdum ve "Ben bocalamam." dedim.

Aksel ile yürümeye devam ederken Aksel sol el bileğimi tuttu ve koşmaya başladı.

"Aksel ne yapıyorsun?" diye sormaya vakit kalmadan beni güverteye getirmişti.

"Daha önce gemiye binmediysen Titanic filmini de canlandıramamışsındır." dedi.

Tek kaşımı kaldırdım ve "Sen canlandırdın yani." dedim.

"Aslında canlandırmadım." diyen Aksel ile gülümseyerek  "O zaman sebep gemiye binmemek değil, doğru kişiyi bulamamış olmam." dedim.

Aksel merakla "Senin için doğru kişi olduğumu mu düşünüyorsun?" diye sordu.

Aksel'e cevap vermeden en uca yaklaştım ve kollarımı iki yana açtım.

Rüzgar yüzüme vururken yüzümü buruşturdum.

Bu kadar sert rüzgar eseceğini tahmin etmemiştim.

Aksel arkamdan yanaşıp belime sarıldığında "Fena rüzgar var." dedi.

Aksel'e döndüm ve "Böyle çok daha iyi." dedim.

Saçlarım arkamdan esen rüzgarlardan dolayı öne doğru uçuşurken Aksel'in yüzüne çarpıyordu.

Aksel her daim bileğimde tuttuğum tokayı aldı saçımı dikkatlice topladı.

O saçımı toplarken yüzünün her zerresini inceliyordum.

"Kısa bir süre de olsa bence Titanic'i çok iyi canlandırdık." dedi Aksel.

Titanic filminin konusu ,özellikle sonu, aklıma gelince sessizce yutkundum.

Dünya'nın hatırlamak dahi istemediği bir felaket olan "Titanic faciası"mı canlandırmıştı bu film.

Teknoloji çok hızlı ilerliyor diye insanların üstesinden gelemeyeceği hiç sorun olmayacağına inanılan bir dönemde çekilen bu filmde, "Titanic" adlı bir gösterişli bir gemi yapılır.

Bu "Titanic" adlı geminin yolcularından biri nişanlısı ile yolculuk eden Rose, bir diğeri ise kumardan bilek kazanan Jack'tir.

Aralarındaki sınıf farkına rağmen büyük bir aşk yaşamışlardı.

"Titanic" adlı bu gemi yola çıkmasından dört buçuk gün sonra büyük bir buz dağına çarptı.

Sevdiği adamın sular içinde donarak ölümünü gören Rose'yi düşündüm.

Ortak gördüğümüz rüyada tam olarak bunu yaşamıştım.

"Alya, yine daldın gittin." diyen Aksel ile "Titanic pek bizlik değil be. Benzemeyelim onlara." dedim.

"Tam olarak hangi kısım benzemesin? Aşk, tutku veya seks. Hangi kısım benzemesin?" diye sordu.

Aksel'in sırıtarak sorduğu bu soruya yüzümü buruşturdum.

Aksel gülmemek için kendini tutarken "Cevap alamadım." dedi.

"Ölüm kısmı, Aksel. Ölüm kısmı benzemesin, Aksel." dedim.

Çember Kırılana DekWhere stories live. Discover now